Palsying türkçesi Palsying nedir

Palsying ingilizcede ne demek, Palsying nerede nasıl kullanılır?

Bulbar palsy : Bulber dönem. Özellikle inhalasyon anestezisinde öncelikle solunum merkezinin sonrada dolaşım merkezinin felç olması.

Cerebral palsy : Serebral palsi. Beyin felci. Çocuk doğurma esnasında veya öncesinde olan beyin hasarının sebep olduğu felç.

Palsy : Titreme. Felç. Acizlik. Sarsaklık. Sürekli titremeye yol açan hastalık. Felce uğratmak. İnme. Felç olmak. Kötürüm yapmak. Felç etmek.

Impalsy : Kötürüm etmek. Felç olmak. Felce uğratmak. Felç etmek.

Pals : Arkadaş. Dost. Ahbap.

Carpals : El bileği kemiği. Bileğe ait. El bileği ile ilgili. Karpal.

Appals : Korkutmak. Ürkütmek. Sarsmak. Şoke etmek. Yıldırmak. Dehşete düşmek. Şoka uğratmak. Dehşete düşürmek.

Metacarpals : El tarağına ilişkin. El tarağına ait. El tarağı kemiği. Metakarpal.

Palsies : Acizlik. Sarsaklık. Felç. İnme.

Palsied : Felçli. Sarsak. Aksak. Kötürüm. Aksayan.

İngilizce Palsying Türkçe anlamı, Palsying eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Palsying ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Lateral : Kol kanal. Bir hayvanın ya da bir parçasının bir eksene göre yan bölgesi. lateral. Yanal. Yan. Yana doğru. Yan parça. Yan kanal. Yana ait. Yanlara ait, yanla ilgili, lateral, yan. .

Cripple : Sakat etmek. Kazaya uğratmak. Sakatlamak. Topal. Kötürüm bırakmak. Bozmak. Engellemek. Sakat. Baltalamak.

Apoplexy : Beyin kanaması. Apopleksi. Sekte. Beyin damarlarından birinde ani yırtılma sonucu veya tıkanma sonucu gelişen bilinç kaybı ve felç oluşumuyla belirgin tablo.

Didder : Titremek.

Landing : Karaya çıkarma. İniş. Toprağa inme işlemi. İndirme. Çıkarma. İskele. Üretim. Üst düzeydeki bir yerden aşağıya atlama. Karaya çıkma.

Unsteadiness : İstikrarsızlık. Çevirim sırasında alıcının istenilenin dışında kıpırdanmasından doğan durum. (bunun sonunda sallantılı bir görüntü ortaya çıkar). Değişkenlik. Sabit olmama. Yatışkın olmama. Çalkantı. Sallanma. Fizik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Kararsızlık.

Shakiness : Güçsüzlük. Titreklik. Sakatlık. Zayıflık.

Flicker : Titrek ışık veya alev. Titreyerek yanmak (ateş). Oynamak (ışık veya gölge). Çırpınmak. Sönüp yanmak. Gözlenen (algılanan) değişme frekansı, saniyede birkaç devir (birkaç hertz) ile "görüntü erime frekansı" arasında parıltı ya da renkte olan çalkantı, titreme izlenimi. bk. görüntü erime frekansı, dalgalılık, düzensiz çalkantı. Işık titremesi. Titrek ışıltı.

Flutter : Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Sinema ya da almaç görüntülüğünde resmin sürekli olarak hafifçe kıpırdaması biçiminde ortaya çıkan durum. bir filmin ya da mıknatıslı ses kuşağının seslendirme ya da okuma aygıtındaki geçişinde düzensizlikten dolayı sesin bozulması.

 

Landings : İniş. Sahanlık. Karaya çıkma. İskele. İndirme.

Palsying synonyms : piping, forward pass, spot pass, passing game, passing play, musical performance, paralyzes, football play, doddering, chill, clumsiness, become paralyzed, paralysis, strokes, aerial, apoplectic, apoplexies, immobilise, descending, immobilize, flickered, immobilises, flickers, debarkations, paralyze, impalsy, jiggled, pass, paralysing, jiggles, seizure, lateral pass, cripples.

Palsying zıt anlamlı kelimeler, Palsying kelime anlamı

Permanent : Değişmez. Baki. Perma. Permanant. Yerleşik. Kalıcı. Sürekli. Sabit. Kalımlı.

Discouraging : Heves kırıcı. Hevesini kırma. Hayal kırıklığına uğratan. Üzücü. Cesaret kırıcı. İç karartıcı.