Turkish: Bir kaç dakika içinde yeni Tokyo Uluslararası havaalanına inmiş olacağız.
English: The landing was perfect.
Turkish: İniş mükemmeldi?
English: Ali believes that the moon landings were faked.
Turkish: Ali Ay'a ilk ayak basışın yalan olduğuna inanıyor.
English: We will be landing in 15 minutes.
Turkish: 15 dakika içinde varıyor olacağız.
English: There's a problem with the plane's landing gear.
Turkish: Uçağın iniş takımında bir sorun var.
Landing against wind : Rüzgara karşı iniş.
Landing aid : İniş yardımcısı. İniş yardımı.
Landing area : Çıkarma bölgesi. İniş sahası. İniş alam. İniş alanı.
Landing beacon : İnme parıldağı.
Landing beam : İniş kılavuzu. İniş fan. İndirme ışıkları. İniş ışıkları. İniş farı.
Landing clearance : İniş müsaadesi.
Landing fee : İniş ücreti.
Landing charges : Yükleme ve boşaltma masrafları. Tabiiye masrafları. Boşaltma masrafları. Uçağın hava alanına inişinde alınan alan vergisi. Çıkarma masrafları. İniş ücreti. Tahliye masrafları.
Landing deck : Uçuş güvertesi. İskele. İniş güvertesi.
Landing distance : İniş mesafesi.
Sözcükler, direkt olarak Landing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Seaport : Liman. Liman kenti. Deniz limanı.
Gangplank : Borda iskelesi. İskele tahtası. Sürme iskele. Güverte iskelesi. Dosa.
Alighting : Karaya çıkma (kayıktan). Konma. İniş (kuş veya uçak gibi). Konarak. İndirmek. İnmek (attan). Yerleşme.
Output : Tüm giderler çıkarıldıktan sonra elde olunan para. belgitin indirimden sonraki değeri. Manyetiğin konumuna, mıknatısına ve sarımına göre değişebilen güç düzeyi. Çıktı. Randıman. Ürün. Verim gücü. Belirli bir dönemde, belirli bir miktarda üretim faktörü kullanılarak elde edilen ürün miktarı. Sonuç. Verim. Bir işlergeden alınan yararlı güç.
Debarkations : Boşaltma. Gemiden sahile çıkma.
Dockages : Dok ücreti. Rıhtım ücreti. Havuz ücreti. Doka alma. Liman. Rıhtım hizmetleri. Kesinti. Rıhtım vergisi.
Declivity : Yamaç. İniş meyil. Bayır. Eğim. Meyil.
Descent : Soy. Ani saldırı. Baskın. Çöküş. Bayır. Miras kalma. Sukut. Çökme. Madene inme. Köken.
Derrick : Kaldırma cihazı. Macuna. Delme kulesi. Petrol kuyusu iskelesi. Vinç. Bumba. Kule vinç. Sondaj kulesi. Petrol sondaj kulesi.
Deductions : Sonuç. Kesinti. Çıkarılan miktar. Tümdengelim. Sonuç çıkarma. Sonuçlar. İndirim.
Landing synonyms : docking facility, generating, belches, procurement, eviction, cancellations, touchdown, detachment, debasement, dockage, harbour, arms held, shelf, emptyings, discharging, disembarkment, abatements, deducting, ferry, belched, diminution, production, bunder, arm exercises, evacuations, producing, palsies, structure, descents, falsework, outputs, ejectment, adduction.
Embarkation : Bindirme. Uçağa biniş. Binme. Yükleme işlemi. Yüklenme. Gemiye binme. Girişme. Yükleme. Yük alma. Gemiye bindirme.
Landing kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A going or bringing on shore. Of, pertaining to, or used for, setting, bringing, or going, on shore.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Landing kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Landing ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Landing anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Landing ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.