Pilaki nedir, Pilaki ne demek

Pilaki; kökeni rumca dilinden gelmektedir.

  • İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek
  • Aptal, ahmak.

"Pilaki" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Balık pilakisi."

Yerel Türkçe anlamı:

Tavada kızartılarak yapılmış olan mısır böreği.

Pilaki hakkında bilgiler

Pilaki, içine soğan, havuç, maydanoz, sarımsak ve domates katılarak yapılmış olan zeytinyağlı meze.

En çok barbunya fasulyesi ve kuru fasulyeden yapılır. Eski yemek kitaplarında pek çok pilaki çeşidine yer verilmekte, kefal, uskumru, tekir, levrek, kılıç, torik gibi balıklardan; istiridye, midye gibi deniz kabuklularından; mantar, pırasa, kuşkonmaz, domates gibi sebzelerden; dana etinden ya da paçadan pilaki yapıldığı örneklerle açıklanmaktadır.

Pilaki tanımı, anlamı:

Soğan : Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü. Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki (Allium cepa).

Sarımsak : Bu bitkinin baharat olarak kullanılan dişli bölümü. Zambakgillerden, 25-100 santimetre yüksekliğinde, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum).

Maydanoz : Maydanozgillerden, yenmek için yetiştirilen, 50-80 santimetre uzunluğunda, ufak yeşil ve parçalı yapraklı, hoş kokulu iki yıllık otsu bir bitki (Petroselinum crispum).

 

Havuç : Maydanozgillerden, koni biçimindeki etli kökü için sebze olarak yetiştirilen, iki yıllık otsu bir kültür bitkisi, yeregeçen (Daucus carota).

Yemek : Harcamak, tüketmek, bitirmek. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek. Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek. Sürekli üzmek, tedirgin etmek. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. Konuklara yiyecek verilerek yapılmış olan ağırlama. Birine alacağını vermemek, ödememek. Isırmak. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak. Yemek yeme, karın doyurma işi. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek. Ağızda çiğneyerek yutmak. Başkasının parasını harcamak. Günün belli saatlerinde yenilen besin. Yasal yoldan cezalandırılmak. Kandırmak.

Barbunya pilakisi : Barbunyanın pişirilmesi ile yapılmış olan pilaki.

Fasulye pilakisi : Kuru fasulyenin pişirilmesi ile yapılmış olan pilaki.

Zeytinyağı : Zeytin tanelerinden çıkarılan bitkisel yağ.

Aptal : Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak, alık salık. Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü.

Ahmak : Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal.

Domates : Patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin bir bitki (Lycopersion esculentum). Bu bitkinin yenilen kırmızı veya yeşil ürünü.

Zeytinyağlı : İçine zeytinyağı katılan.

Meze : Eğlence, alay. İçki içilirken yenilen yiyecek.

Barbunya : Taneleri yuvarlak, oval veya yassı, kırmızı benekli, bir tür fasulye. Barbunyagillerden, kırmızı pullu, beyaz etli, kemikli bir balık, barbun (Mullus barbahıs).

Pilaki taşı : Mısır ekmeği pişirilen, toprak ya da taştan yapılmış yuvarlak tepsi gibi kap.