Plain type türkçesi Plain type nedir

Plain type ingilizcede ne demek, Plain type nerede nasıl kullanılır?

Plain : Düz. Süssüz. Sadelik. Sade. Yalın bir dille. Sade bir biçimde. Ova. Düz ya da azıcık eğimli, az çok kalın taşınmış toprak ve lığlarla örtülü, akarsularla parçalanmamış, daha yüksek yer biçimleriyle çevrelenmiş ve oluşum kökenleriyle ayrımlı türleri bulunan ana yer biçimlerinden biri. Vuzuh.

Type : Daktilo ile yazmak. Yalnız ya da başka masallarla birlikte söylendiğinde anlamında hiçbir değişiklik olmayan bağımsız masal türü. bk. masal, anakonu. krş. değişken, değişkin. Cins. Hurufat. Daktilo kullanmak. İnsanları genellemesine yansıtan, kendine özgü kişiliği olmayan, daha çok bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi. Örnekçe. Daktiloyla yazmak. Kişileştirme işleminde genel olarak ele alınan oyun kişisi. seyirci tarafından özellikleri bilinen ve kavramları getiren derinliği olmayan oyun kişisi. hiçbir ruhsal gelişimi yoktur. davranışlarıyla anlaşılır ve her oyunda aynı yolda hareket eder. örnek : kavuklu, pişekar, pantalone, arlekino, vb. Kimi özdeklerin bileşimlerine, arılık kertelerine göre ayrıldıkları bölümlerden her biri.

Plain carbon steel : Yalın karbon çeliği. Sade karbonlu çelik.

Plain clothes man : Dedektif. Sivil polis. Sivil giyimli.

 

Plain coffee : Sade kahve.

Plain conductor : Çıplak iletken.

İngilizce Plain type Türkçe anlamı, Plain type eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Plain type ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

No great shakes : Ahım şahım değil. Sıra dışı değil (kişi hakkında). Sıradan. Çok iyi değil. Orta. Şöyle böyle. Olağan.

Naturals : Fıtri. Tabii. Natürel. Hılki. Doğal. Doğuştan. Asıl. Yapmacıksız. Doğuştan hünerli kimse.

Unsurprising : Afallatıcı olmayan. Şaşırtıcı olmayan. Hayret uyandırmayan.

Up to par : Yeterli. Standartlara uyma.

Par for the course : Beklenen (olumsuz bir şey için). Bunun olması normal. Umulandan farklı değil. Ortalama. Beklendiği gibi. Beklenenden farklı değil. Olan oldu. Olağan (olumsuz bir şey için).

Normative : Örnek oluşturan. Örneğe ait. Düzgülü. Kuralcı. Düzgüsel. Normatif.

Natural : Doğal. Asıl. Hılki. Natürel. Fıtri. Yapmacıksız. Doğanın kendi düzeni içinde oluşan; yapay olarak hezırlanmamış olan. Tabii. Doğuştan.

Parler : Yeterli. Başa baş. İtibari değer. Eşitlik. Kur. Vasat. Ortalama. Başabaş olma. Denge.

Regular : İntizam. Sıradan. Usule uygun. Düzenli. Nizami. Müdavim. Partisine bağlı üye. Meslekten. Muntazam. Düzgün.

Normals : Standart. Dikey doğru.

Plain type synonyms : normal, normal font, orthonormal, typical, par.