Plazmosit nedir, Plazmosit ne demek

Plazmosit; Veteriner, Biyoloji alanlarında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Plazma hücresi.

Biyoloji'deki anlamı:

[Bakınız: plazma hücresi].

Teknik terim anlamı:

Plazma hücresi.

Plazmosit hakkında bilgiler

Plazma hücreleri, plazma B hücreleri ya da plazmositler; organizmanın sıvısal dirençliliğinde çok önemli rol oynayan, antikorları salgılayan immün sistem hücreleridir. Poligonal, oval veya yuvarlak şekilli, 10-20 mikron büyüklüğünde, koyu bazofilik sitoplazmalı hücrelerdir. Çekirdekleri küreseldir, çekirdekteki kromatin dağılımı tipiktir. Merkezden çevreye doğru yayılan kalın ökromatin bölge plazmosite özgü çekirdek görünümünü kazandırır. Çekirdeğin yanında büyük bir golgi kompleksi bulunur. Sitoplazmanın geri kalanı granüllü endoplazmik retikulum ile kaplıdır. Bu durum sitoplazmaya bazofilik özellik kazandırır. B lenfositleri kökenleridir. Lenf düğümleri ve dalakta çok bulunan hücrelerdir. Doğuştan çok fazla veya çok az sayıda olabilirler. Hiperglobulinemia, kişilerin dokularında fazla sayıda plazma hücresi ve kanlarında yoğun antikor bulunmasına; agammaglobulinemia, kişilerin antijene karşı hiç antikor üretememesi, yani plazma hücrelerinin vücutta hiç bulunmamasına denir.

Plazmosit kısaca anlamı, tanımı

 

Plazmositozis : Kanda plazma hücrelerinin aşırı miktarda bulunması

Granüllü endoplazmik retikulum : Ökaryot hücrelerin sitoplâzmasında üzerlerinde ribozom taşıyan, dağınık ya da kümeler hâlinde bulunan, sentezlenen salgı ya da zar proteinlerinin taşınmasında, depolanmasında görev yapan, yassı keseler hâlinde görülen bir organel. Ökaryot hücrelerin stoplazmasında bulunan, üzerlerinde ribozom taşıyan, dağınık veya kümeler durumunda bulunan, sentezlenen salgı veya zar proteinlerinin taşınmasında, depolanmasında görev yapan, yassı keseler hâlinde görülen bir organel. Ökaryot hücrelerin sitoplazmasında üzerlerinde ribozom taşıyan dağınık veya kümeler durumunda bulunan, sentezlenen salgı veya zar proteinlerinin taşınmasında görev yapan, yassı keseler durumunda görülen bir organel.

Endoplazmik retikulum : Ökaryotik hücrelerin sitoplazması içinde kompleks, üç boyutlu yapıya sahip zar kanallarının labirentli bir yapı oluşturmasıyla zardan başlayarak çekirdeğe doğru uzanan çift zardan oluşmuş, salgı proteinlerinin, zar proteinlerinin ve lipitlerin sentezlenmesi ve taşınmasıyla görevli olan zarlarının stoplazmaya dönük yüzünün ribozomlarla kaplı veya ribozomsuz olmak üzere iki tipi bulunan hücre içi zar sistemi. (Yun, endon: içinde; plasma: şekil) Ökaryot hücrelerde çekirdeğin dış zarı ile devamlı olan ve içinde devamlı bir aralık, lümen bulunan iç zar sistemi. Salgı proteinlerinin, zar proteinlerinin ve lipitlerin sentezlenmesi ve taşınması ile görevli olan, zarlarının sitoplâzmaya dönük yüzünün ribozomlarla kaplı (granüllü endoplâzmik retikulum, gER, RER) ya da ribozomsuz (granülsüz, agranüler, düz endoplâzmik retikulum, aER, dER, SER) olmak üzere iki tipi bulunan hücre içi zar sistemi.

 

Hiperglobulinemi : Kanda globulin proteininin normal sınırlarının üzerine çıkması.

Golgi kompleksi : Golgi aygıtı. Ökaryot hücrelerin sitoplazmasında, zarlardan yapılmış birkaç tane iç içe yassı keseler şeklinde, toplu ya da dağınık hâlde bulunan, lipoproteinlerin ve karbohidratların sentezinde, proteinlerin paketlenmesinde, akrozom ve orta lamel teşekkülünde görev yapan bir organel. Granüllü endoplazmik retikulumdan kopan parçaların birleştiği yassı Golgi kesesi cis Golgi retikulum olarak, en dış bağımsız keseler cis Golgi, en iç keseler trans Golgi, ikisi arasındaki keseler medial Golgi, en içte küçük zar keselerin koptuğu yassı keseler ise trans Golgi retikulum olarak adlandırılır. Golgi cihazı, Golgi aygıtı, diktiyozom. Golgi cisimciği.

B lenfositleri : Antijenle uyarılma sonucu hümoral antikorlar sentezleyip salgılayan küçük lenfositler. B hücreleri. Balıklarda dalak ve böbrekte, memelilerde kemik iliğinde olgunlaşan, hümoral bağışıklıktan birinci derecede sorumlu olan, antikor üreten plazma hücrelerini oluşturan lenfositler. Bir antijen tarafından uyarıldığında yardımcı T hücreleri ve makrofajlarla ilişkiye geçer, çoğalır ve farklılaşarak plazma hücreleri ve bellek hücrelerini oluştururlar, B hücreleri.

Plazma hücresi : B lenfositten gelişen ve bağışıklık sisteminin antikor salgılayan hücreleri. Plazmosit. B lenfositlerinden oluşan antikor salgılayan hücre, plazmosit. Bağ dokuda bulunan B-lenfositlerin farklılaşmasıyla oluşan, sıvısal bağışıklığın oluşmasından sorumlu antikorları sentezleyen, pironinle boyanan ve bazofili gösteren hücre, plazmosit. Plazmosit adı verilen bu hücrelerin elektron mikroskobunda granüllü endoplazma retikulumu, mitokondriyon ve Golgi aygıtı yönünden zengin olduğu görülür.

İmmün sistem : Bağışıklık sistemi.

B hücreleri : [Bakınız: B lenfositleri]. B lenfositleri.

Lenfositler : Kanda ve lenfte bulunan, tek çekirdekli, küçük, renksiz, bağışıklık olaylarına giren bir kan hücresi tipi. B lenfositleri, T lenfositleri ve bu grupta sayılan doğal öldürücü hücreler (NK) oarak gruplandırılırlar. Ayrıca plazma zarlarındaki reseptörlere göre ve salgıladıkları sitokinlere göre de alt gruplara ayrılırlar. Lenf hücresi.

Sitoplazma : Çekirdek dışta kalmak üzere protoplazma yığını.

B lenfosit : Memelilerde kemik iliğinde, kuşlarda bursa Fabricius’ta olgunlaşan, antikor üreten plazma hücrelerine dönüşebilen, humoral bağışıklıktan sorumlu olan bir lenfosit alt tipi, B hücresi. Lenfositlerden farklılaşan sıvısal bağışıklıktan sorumlu olan ve hücre zarlarında antijenle birleşen immünoglobulin almaçları olan hücre.

Organizma : Canlı bir varlığı oluşturan organların bütünü, uzviyet. Herhangi bir canlı varlık.

Bazofilik : Bazik boyalarla kolaylıkla boyanan hücre veya histolojik yapı. Kandaki bazı akyuvarlarla ön hipofiz bezindeki bazı hücreler.

Ökromatin : Çekirdek içinde bulunan ve genellikle açık renkli görülen, hücre sentez fazında iken boyayı az emen, hücre bölünmesi ilerledikçe boyanma özelliği artan, bölünmenin sonuna doğru tekrar azalan, kromozomların aktif genleri kapsadığı düşünülen bölgesi. Çekirdek içinde bulunan ve genellikle açık renkli görülen, hücre sentez fazındayken boyayı az emen, hücre bölünmasi ilerledikçe boyanma özelliği artan, bölünmenin sonuna doğru tekrar azalan, kromozomların aktif genleri taşıdığı düşünülen bölgesi. Kromatin.

Retikulum : [Bakınız: börkenek]. Börkenek.

Kompleks : Karmaşık. Karmaşa. Vitamin ya da proteinlerin oluşturduğu bileşik. Karmaşıklık, karmaşa. Aynı ekonomik etkinliği gerçekleştiren sanayinin tesisler bütünü, kuruluşlar bütünü.

Doğuştan : Yaradılıştan. Kişinin doğduğu andan beri var olan, doğuşla birlikte gelen, fıtri.

Kromatin : Hücre çekirdeğinde küçük tanecikler, düzensiz kitleler veya ağ biçiminde bulunan, soya çekim olaylarını sağlayan, bazı boyalarla hemen boyanabilen madde.

Lenfosit : Kanda, kemik iliğinde, lenfte bulunan, tek ve çok iri çekirdekli, küçük, renksiz bir kan hücresi.

Diğer dillerde Plazmosit anlamı nedir?

İngilizce'de Plazmosit ne demek ? : plasmocyte