Pole star türkçesi Pole star nedir

  • Kutupyıldızı (astronomi terimi).
  • Uzay alanında kullanılır.
  • Önder.
  • Demirkazık.
  • Öncü.
  • Küçükayı'nın a yıldızı.
  • Ucay yıldızı (astronomi terimi).
  • Demirkazık (astronomi terimi).
  • Yol gösterici.
  • Kutupyıldızı.
  • Kutup yıldızı.

Pole star ingilizcede ne demek, Pole star nerede nasıl kullanılır?

Pole : Sırıklamak. Sırıkla atlamada kullanılan kamış, kauçuk, metal vb. yapılmış uzun esnek çubuk. Uç. Leh. Bir tutum ölçeğinde tam yandaş ve tam karşıt tutumların ölçek konumu ya da bir tutum sürekliliğinin iki ucu. Atletizm, coğrafya, fizik, kimya, uzay alanlarında kullanılır. Bayrak direği. Ucay. Ok. Polonyalı.

Star : Karagöz, matiz ve külhanbeyi tiplerince "mum" ya da "ışık" anlamında kullanılan sözcük. oynanışta, oyunu uzun süre afişte tutan, kısacası sanatı yönünden üstün, ünlü sanatçı. Filmin yıldızı olmak. Yıldız koymak. Geceleri gökte, kimileri parlakça, kimileri de donuk bir ışık noktası gibi görünen cisimlere verilen ad. Yıldızlarla süslemek. Başrolde oynamak. Yıldız. Yıldız dansçı. Coğrafya, uzay, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Baş rolü oynamak.

Pole arm : Kutup kolu.

Pole cell : Mayoz bölünmesi sırasında yumurta hücresinin yanında oluşan ve sonra körelen hücreler. halkalı solucanların ya da yumuşakçaların embriyolarında olduğu gibi küçük hücrelerden tomurcuklanan büyük hücre. böcek embriyolarının çok erken safhasında kuyruk ucundan farklılaşan ve bunlardan eşey hücrelerinin geliştiği büyük hücreler. Kutup hücresi.

 

Pole of rotation : Bircismin dönmeeksenin cismi deldiği iki noktadan her biri. Dönme kutbu.

Pole vault : Sırıkla atlama. Sırıkla yüksek atlama. Yüksek atlama.

İngilizce Pole star Türkçe anlamı, Pole star eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pole star ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Polestars : Kuzey yıldızı.

Captains : Postabaşı. Kaptanlık etmek. Yüzbaşı. Ustabaşı. Kumanda etmek. Bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi. Kaptan. Başkomiser. Yönetmek. Baş garson.

Bhagwan : Üstat. Öğretmen. Hint dininde tanrı. Öğretici. Guru.

Bellwether : Kösemen. Boynunda çan asılı koç. Çete başı. Çıngıraklı koç. Boynunda çan asılı olan koç.

Absolute orbit : İki cisimden her birinin kütle merkezine göre çizdiği yörünge. Salt yörünge.

Directive : Direktif. Emir. Yönerge. Talimat. Yönlendirici.

Cock : Kaldırmak. Martaval. Kullanma yerinde suyu açıp kapamakta kullanılan araç. Tüfek horozunu çekmek. Zırva. Saçmalık. Rüzgar gülü. Tabanca horozu. Erkek av kuşu.

Bellwethers : Kösemen. Çıngıraklı koç. Boynunda çan asılı olan koç. Çete başı.

Absolute parallax : Salt ıraklık açısı. Başka yıldızlarla bağlantı kurmadan üçgenölçümsel olarak belirlenen ıraklık açısı.

Homer : Yuvasına dönen güvercin. Louisiana eyaletinde yerleşim yeri. Homing güdüm radyofarı. Homeros. 9'uncu yüzyıl yunanistan'ında epik şair (ilyada ve odysseia yazarı olduğu düşünülür). Nebraska eyaletinde yerleşim yeri. Georgia eyaletinde yerleşim yeri. Alaska eyaletinde şehir. New york eyaletinde yerleşim yeri.

 

Pole star synonyms : pioneers, pioneering, pioneer, pioneered, lodestar, altair, lodestars, pacesetters, avant garde, almak, absolute value, homers, instructive, pathfinder, absorption line, advanced, marshaler, acceleration due to gravity, absolute brightness, advanced guard, cocks, airglow, the north star, captain, initiator, accuracy, advance guard, leaders, polestar, bannerbearer, polaris, marshaller, commander.