Prepositions türkçesi Prepositions nedir

Prepositions ile ilgili cümleler

English: Prepositions generally cause problems for foreign language students.
Turkish: Edatlar yabancı dil öğrencileri için genellikle sorunlara neden olurlar.

English: Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
Turkish: İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.

Prepositions ingilizcede ne demek, Prepositions nerede nasıl kullanılır?

Preposition : Edat. İlgeç.

Prepositional : Önermeye dayalı. Edatsı. Edat niteliğinde. Edatla ilgili. Edatsal.

Prepositional phrase : Edat ve isimden oluşan söz öbeği. İlgeç öbeği.

İngilizce Prepositions Türkçe anlamı, Prepositions eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prepositions ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Particles : Molekül. Zerre. Takı. Tanecik. Parçacıklar. Parçacık. Taneler. Zerrecikler.

Universal proposition : Tümel önerme.

Term : Bilgisayar, hukuk, gramer, iktisat alanlarında kullanılır. Önel. Devre. -e ... demek. Bilim, teknik, sanat, spor, zanaat gibi çeşitli uzmanlık alanlarının kavramlarına verilen sınırlı ve özel anlamdaki ad: radyo, televizyon, bilgisayar, dil bilimi, yüklem, benzeşme, özgül ağırlık, dörtgen, atardamar, yer çekimi vb. İsim vermek. İsimlendirmek. Dönem. Anlaşmak. Vade.

 

Theorem : Teorem. Önerme. Tümdengelimci bir dizgede önsayıtlardan çıkarım kalıpları ya da kuralları aracılığıyla türetilen ya da kanıtlanabilen önerme. Dava. Kuram. Kanıt. Sav. Kanıtsav.

Particle : Partikül. Cüz. Gramer, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Tanımlık. Fiil kök veya gövdelerine olumsuzluk kavramı veren ek, -ma- eki: yazma-mak (< yaz-ma-mak), yazmama (< yaz-ma-ma), yazmayış (< yaz-ma-yış) yazmayan (< yaz-ma-yan), yazmayınca (< yaz-ma-y-ınca), yazmadı (< yaz-ma-dı), yazmıyor (yaz-mı-yor), yazmamış (< yaz-ma-mış), yazmayacak (< yaz-ma-ya-cak), yazmamalı (< yaz-ma-malı), yazmasa (< yaz-ma-sa), yazma (< yaz-ma) vb. Parçacık. Parçacık, zerre. Olumsuzluk eki.

Postpositive : Sona gelen. Edat ile ilgili. Sonekle ilgili.

Ratiocination : Muhakeme. Muhakeme etme. Usavurma.

Postposition : Sonuna konma. Sonuna ekleme. Son takı. Sonrasına koyma. Sözcük sonuna konan ek. Yalnız başına bir anlam taşımayan; ancak, ad ve ad soylu kelimelerden sonra gelerek sonuna geldiği kelimeyle cümledeki başka kelimeler arasında anlam ilişkisi kuran, gramer görevli bağımsız kelime: gibi, göre, kadar, için, karşı vb. babamın bana anlattıklarına göre, zavallı fahim bey meğer henüz doğarken de, kendisine takılan isimle bir yanlışlığın kurbanı olmuş (a.ş. hisar. fahim bey ve biz, s. 81). karısına karşı demin duyar gibi olduğu acıma ve sıcaklık dağılıp gitti (t. buğra. yalnızlar, s. 185). yük taş gibi, kurşun gibi ağırdı (y. kemal, ortadirek, s. 387). ve bu şok yalnız şükriye için gereklidir sanıyordu (t. buğra, göst. e., s. 24). çok erkenden çiftliğe inmek için uyandıklarında gördüler ki, çul ötede yığılı duruyor, koca halil de yok (y. kemal, ortadirek, s. 395). hiçbir şey insanoğlunun cesareti kadar güzel olamaz (a.h. tanpınar, huzur, s. 85). onu galatasaray’a hafta sonunda olmaya gittiğim günlerde bile, kapıdan ilk önce kanatlarını görür gibi olurdum (a.h. tanpınar, göst. e., s. 217). ben bu sevdaya düştüğüm günden beri sadağımdaki bütün okları tükettim ve en sonuncusunu kendim için sakladım; ta ki hezimet takarrür ettiği an onu kendi elimle kendi bağrıma saplayayım diye (y. k. karaosmanoğlu, erenlerin bağından 5, s. 69) vb. Takı.

 

Negation : İnkar. Yokluk. Olumsuzluk. Bir deyiş ya da örnermenin olumsuz biçimde dile getirilmesi, bk. olumlama. Cümlede yüklemin bildirdiği oluş ve kılışın olumsuz olarak gerçekleştiğini gösteren dilbilgisi kategorisi. türkçede fiile olumsuzluk kavramı -ma- ekiyle, ad cümlelerinde değil kelimesinin eklenmesiyle verilir: gözlerini pencereden ve kulaklarını kapıdan ayırmıyordu (p. safa, mahşer, s. 267). hiç bir zaman etrafındaki terkibin bir parçası olduğumu o günler kadar duymamıştım (a. h. tanpınar, sahnenin dışındakiler, s. 80). benim gördüğüm ev bu sokakta değil. sen iyi bir okuyucu değildin vb. Doğru olmadığını kanıtlama. Ret. Fiil kök veya gövdelerine olumsuzluk kavramı veren ek, -ma- eki: yazma-mak (< yaz-ma-mak), yazmama (< yaz-ma-ma), yazmayış (< yaz-ma-yış) yazmayan (< yaz-ma-yan), yazmayınca (< yaz-ma-y-ınca), yazmadı (< yaz-ma-dı), yazmıyor (yaz-mı-yor), yazmamış (< yaz-ma-mış), yazmayacak (< yaz-ma-ya-cak), yazmamalı (< yaz-ma-malı), yazmasa (< yaz-ma-sa), yazma (< yaz-ma) vb. Hükümsüzlük.

Converse : Sohbet etmek. Görüşmek. Tersinmek. Konuşmak. Karşıt anlamlı sözcük. Karşıt. Söyleşmek. Zıt. Ters. Evirtim.

Prepositions synonyms : particular proposition, preposition, axiom, conclusion, universal, lemma, statement, posit, particular, postulate.

Prepositions zıt anlamlı kelimeler, Prepositions kelime anlamı

Universal : Bir nesneler kümesinin tüm üyelerine ilişkin olan türsel özelliklerden her biri. bk. tikel. Evrensel. Geniş kapsamlı. Kapsamlı. Genel olgu. Genelgeçer. Tümel. Üniversal. Genel veri. Yaygın.

Particular : Nokta. Diğerlerinden farklı. Detaylı. Özellik. Tek. Dikkatli. Müşkülpesent. Titiz. Tek tek nesnelerin sayısız çeşitlilik gösteren ya da türsel olmayan bireysel özelliklerinden her biri. bk. tümel. Özel.

Universal proposition : Tümel önerme.

Prepositions antonyms : particular proposition.