Prey türkçesi Prey nedir

  • [#av Avlamak].
  • Sıkmak.
  • Yağmaya gitmek.
  • Yem.
  • Soymak.
  • Av.
  • Yağma etmek.
  • Avlayarak yaşama.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • Kurban.
  • Hayvanın avı.
  • Şikar.
  • Avcı tarafından avlanan hayvan.

Prey ile ilgili cümleler

English: The lion put an end to his prey with one stroke.
Turkish: Aslan bir darbede avını sona erdirdi.

English: I want you to stop preying on people's weaknesses.
Turkish: İnsanların zayıflıklarını istismar etmeye son vermeni istiyorum.

English: At last the hyenas chased the lions from their prey.
Turkish: Sonunda sırtlanlar avdan gelen aslanları kovaladı.

English: A tiger is a beast of prey.
Turkish: Kaplan yırtıcı bir hayvandır.

Prey ingilizcede ne demek, Prey nerede nasıl kullanılır?

Become a prey to : Yem olmak.

Fall a prey to : Kurda kuşa yem olmak. Yem olmak.

Fall prey to : Tutsağı olmak. - tarafından yıkıma uğratılan. - tarafından parçaları koparılan. Av olmak. -'ın kurbanı olan. Kapılmak.

Fell prey to : - tarafından parçaları koparılan. - tarafından yıkıma uğratılan. -'ın kurbanı olan.

Beast of prey : Yırtıcı hayvan.

Preying : Avlanan. Yağmaya gitmek. Avlanma.

Preys : Yağmaya gitmek. Kurban. Yem. Şikar. Avlamak. Hayvanın avı. Yağma etmek. Sıkmak. Av. Soymak.

Lampreys : Bufa (balığı). Yılan balığı şeklinde yuvarlak ağızlı emici bir su hayvanı. Omurgalı hayvanların, yuvarlak ağızlılar (cyclostomata) sınıfından, başlarının iki yanlarında yedişer tane solungaç deliği bulunan, vücutları solucan biçiminde, göğüs ve karın yüzgeçleri olmayan, deniz taşemeni (petromyzon marinus), ırmak taşemeni (lampetra fluviatilis) türleri iyi bilinen bir familya. Bofa balığı. Kimi türleri asalak solucanlara arakonakçılık yapan, vücutları kurtsu balıklar familyası. Taşemen. Bufa balığı. Taşemengiller.

 

Lamprey eel : Taşemen. Bofa balığı. Bufa balığı.

Preyed : Avlamak. Soymak. Sıkmak. Yağma etmek. Yem. Hayvanın avı. Şikar. Av. Kurban. Yağmaya gitmek.

İngilizce Prey Türkçe anlamı, Prey eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prey ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Oblation : Aşai rabbani ayini. (özellikle dini bir kuruma yapılan) bağış. Tanrı'ya sunulan şey. Adak.

Animal : Hayvan. Hayvani. Vücutla ilgili. Bedensel. Hayvanlarla ilgili. Kaba kişi. Hayvanca. Hayvansal. Diriksel.

Despoil : Yağmalamak. Soygunculuk. Mahrum etmek. Soymak (yağma).

Forays : Baskın. Basmak. Atılım (riskli). Çapulculuk. Akın. Yağma. Yağmalamak. Akın etmek. Girme.

Decoying : Yemlik. Tuzağa düşürmek. Ördek tuzağı. Ayartıcı kimse. Tuzak yemi. Tuzağa düşüren kimse. Tuzak. Hile. Av yerine çekmek.

Pillage : Akıncıların düşman topraklarına yaptıkları baskın. böyle baskınlarda ele geçen şeyler. Çapul. Talan etme. Ganimet olarak almak. Yağmacılık. Talan. Yağmalamak. Yağma.

Harries : Eziyet vermek. Bozmak. Yakıp yıkmak. Eziyet etmek. Yağmalamak. Rahatsız etmek. Sinirini bozmak.

 

Chevy : Sıkıntı vermek. Avlanmak.

Account : Hesap vermek. Açıklamasını yapmak. Göz önünde tutma. Açıklamak. Açıklama. Söylenti. Sebep. Olarak görmek. Yakalamak (av).

Bore : Delik. Sıkıcı şey. Sondalamak. Delmek. Yüksek dalga. Usandırmak. Birisinin canını sıkmak. Sonda. Sıkıntı. Canını sıkmak.

Prey synonyms : animate being, bother, bag, burglarizes, astringes, killings, holocaust, loots, hunt, burgling, martyrs, burglarizing, burgle, martyr, victim, patsies, beast, burglarise, chivvies, shikar, besiege, a band, kills, abdominal distention, catch, marauds, fair game, bothering, preys, a amplitude mod, bare, fishmeal, brute.

Prey ingilizce tanımı, definition of Prey

Prey kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To take booty. Spoil. To ravage. To take food by violence. To gather spoil. Plunder. Booty. Anything taken by force from an enemy in war. Anything, as goods, etc., taken or got by violence.