Prosed türkçesi Prosed nedir

  • Düz yazı.
  • Nesir.
  • Sıkıcı yazı.
  • Sıkıcı.
  • Şiirsel olmayan.
  • Düzyazı.
  • Yavan söz.
  • Düzyazıya çevirmek.
  • Tercüme (öğrencinin egzersiz olarak yaptığı).
  • Düzyazı şeklinde yazılmış.

Prosed ingilizcede ne demek, Prosed nerede nasıl kullanılır?

Prose writer : Nesir yazarı.

Prose : Tercüme (öğrencinin egzersiz olarak yaptığı). Düz yazı. Düzyazıya çevirmek. Düzyazı şeklinde yazılmış. Yavan söz. Çevirisi yapılacak metin. Nesir. Sıkıcı yazı. Düzyazı. Şiirsel olmayan.

Prosector : Prosektör.

Prosecutable : Dava edilebilir. Dava açılabilir. Mahkemeye verilebilir.

Prosecute : Hakkında kovuşturma açmak. Kovuşturmak. Yasal yollardan elde etmeye çalışmak. Dava açmak. -e devam etmek. Devam etmek. Aleyhinde dava açmak. Yürütmek. Savcılık yapmak. Kovuşturma açmak.

Prosecuted : Dava açmak. Savcılık yapmak. Takip etmek. İlerletmek. Kovuşturma açmak. Yasal yollardan elde etmeye çalışmak. Yürütmek. Sürdürmek. Devam etmek.

Prosecutrixes : Davacı.

Prosecutes : Devam etmek. Kovuşturmak. Yürütmek. Dava açmak. Sürdürmek. -e devam etmek. Kovuşturma açmak. Yasal yollardan elde etmeye çalışmak. Takip etmek. Savcılık yapmak.

Prosecution : Yeniden kovuşturma. Kovuşturma. İlerletme. Davacı. Sürdürme. Adli takibat. Uygulama. Sürdürülme. Devam.

 

Prosecutrices : Davacı.

İngilizce Prosed Türkçe anlamı, Prosed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prosed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Seemly : Uygun. Yakışır. Münasip.

Bland : İnce. Tadı bebek maması gibi ve hazmı kolay olan (yemek). Kibar. Mülayim. Yumuşakbaşlı. Tatsız. Fazla tatlı olmayan. Uysal. Şahsiyetsiz.

Result : Doğmak. Sonucu olmak. İle sonuçlanmak. İleri gelmek. Sonuç vermek. Sonuçlanmak. Bilgisayar, hukuk alanlarında kullanılır. Bulgu sonucu. Elde edilen bulgunun ortaya çıkardığı yenilik, düşüncenin dış dünyaya çıkardığı teknik etki. Netice.

Correct : Doğrultmak. Bir sayışımı, bir işelmi kapsadığı yanlışlıklardan arıtarak düzeltme. Doğru. Tam. Düzeltmek. Düzeltme. Ayarlamak. Yanlışsız. Üzerinde kalem oynatmak. Hatasız.

Right : Tam olarak. Sağdan. Yolunda. Çeki düzen vermek. Sağa. Düzgün. Sağda. Düzelmek. Haklı çıkarmak. Dosdoğru.

Prose : Çevirisi yapılacak metin.

Becoming : Güzel duran. Üzerine yakışan. Cazip. Yakışık alır. Yakışır. Göz alıcı. Yakışan. Uygun. Yerinde. Oluş.

Prissy : İffetli geçinen. Fazla titiz. Faziletli geçinen. Aşırı titiz. Kılı kırk yaran. Bağnaz.

Victorian : Muhafazakar. Viktoria dönemine ait.

Bothersome : Rahatsız edici. Tedirgin. Can sıkıcı.

Prosed synonyms : straightlaced, tight laced, a dry speech, unpoetical, propriety, balder, straitlaced, turn out, bald, platitudes, be, cheerless, turn up, baldest, blockish, prosaic, prim, as dull as ditch water, decent, square toed, unpoetic, appropriate, ensue, bovine, blocker, burdensome, kosher, prosing, puritanical, correctitude, boring, nonpoetic, blander.

 

Prosed zıt anlamlı kelimeler, Prosed kelime anlamı

Incorrect : Asılsız. Yanlış. Münasebetsiz. Düzeltilmemiş. Biçimsiz. Uygunsuz. Hatalı. Yakışıksız. Doğru olmayan.

Impropriety : Terbiyesizlik. Yolsuzluk. Hata. Uygunsuzluk. İrtikap. Ahlaksızlık. Yakışıksızlık. Yanlış kullanma. Yersizlik. Yanlışlık.

Inappropriate : Uygunsuz. Caiz değil. Yersiz. İsabetsiz. Uygun olmayan. Uymaz. Biçimsiz. Münasebetsiz. Yakışıksız.

Prosed antonyms : indecorous, indecent, improper, wrong, improperness, stay in place.