Rants türkçesi Rants nedir

  • Ateş püskürmek.
  • Bağırarak ve mimiklerle konuşmak.
  • Atıp tutmak.
  • Yüksekten atmak.

Rants ile ilgili cümleler

English: Ali can afford to eat at expensive restaurants every day.
Turkish: Ali pahalı bir restoranda her gün yemek yiyebilir.

English: Ali said there were no decent restaurants in his neighborhood.
Turkish: Ali çevresinde iyi restoranlar oladığını söyledi.

English: Ali has to be careful about what he eats at restaurants because he's allergic to many foods.
Turkish: Ali lokantalarda yediği şeylere dikkat etmeli, çünkü birçok yiyeceğe alerjisi var.

English: Ali especially likes going to Italian restaurants.
Turkish: Ali özellikle İtalyan restoranına gitmeyi sever.

English: Ali makes a lot of money translating menus for restaurants.
Turkish: Ali restoranlar için menüleri çevirerek çok para kazanır.

Rants ingilizcede ne demek, Rants nerede nasıl kullanılır?

Aberrants : Sapkın kimse. Normal olmayan. Sapan. İnhiraf eden. Anormal. Sapkın. Gerçekten sapma. Atipik. Sapık. Doğru yoldan ayrılmış.

Absorption of immigrants : Ülkeye yeni yerleşimciler almak. Göçmen kabul etmek.

Administrants : Müdür. İdareci. Yönetici.

Adulterants : Saflığı bozucu madde. Karıştırılan madde. Adulteran.

Alterants : Renk değiştiren madde. Değişken. Değişen madde.

 

Blackcurrants : Kuş üzümü. Siyah kuş üzümü. Frenk üzümü. Kuşüzümü.

Currants : Kuru üzüm. Frenk üzümü. Kuşüzümü.

Celebrants : Papaz (aşai rabbani ayininde). Dini bir ayine liderlik eden kişi.

Antiperspirants : Terlemeyi önleyici. Ter önleyici. Terletmez. Ter önleyici ilaç. Terlemeye karşı. Ter kesici.

Cormorants and shags : Kuşlar (aves) sınıfının, kürek ayaklılar (pelecaniformes) takımından, gagaları sivri ve çengel uçlu türleri olan bir familya. karabatak (phalacrocorax carbo), küçük karabatak (p.pygmeus), tepeli karabatak (p.aristotelis) türleri iyi bilinir. Karabatakgiller.

İngilizce Rants Türkçe anlamı, Rants eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Rants ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Rant and rave : Bağırıp çağırarak atıp tutmak. Heyecanla bağıra çağıra konuşmak.

Rant : Bağırarak atıp tutmak. Yüksek perdeden konuşmak. Söylenmek. Boş laf. Atıp tutma. Heyecanlı bir şekilde bağırarak konuşmak. Ağız kalabalığı.

Fulminates : İnfilak etmek. Gürleme. Patlatmak. Gürlemek. Patlayıcı madde. Verip veriştirmek. Patlamak. Yasaklama getirmek. Parlamak.

Blusters : Tehditler savurmak. Yüksekten atma. Bağıra çağıra konuşmak. Kabadayılık etmek. Kabadayılık taslamak. Küstahça konuşmak. Şiddetle esmek (rüzgar). Yaygara. Boş tehdit. Sert esmek.

Hectoring : Sindirici (ses tonu vb.). Kabadayılık etmek. Gözünü korkutmak. Göz korkutucu. Emredici. Sindirmek.

Spout : Heyecanla okumak. Fışkırtmak. Tumturaklı konuşmak. Ezbere okumak. Püskürtmek. Hararetli bir biçimde konuşmak. Fışkırmak. Havalı bir şekilde maval okumak. Cafcaflı bir şekilde söylemek. Püskürmek.

 

Fizzed : Fışıldamak. Fışırdatmak. Köpürme. Köpürmek. Şampanya. Fışırdamak. Vızlamak. Fışıltı. Fışır fışır köpürdemek (gazoz veya soda veya şampanya vb).

Harrumphed : Kuvvetle öksürmek. Sinirinden köpürmek. Burnundan solumak. Öksürmek.

Talk : Görüşme. Hakkında konuşmak. Söz etmek. Söyleşi. Sohbet. Konuşmak (bir dili). Konuşma biçimi. Sohbet etmek. Laf etmek. Konuşma.

Gasconade : Methetmek. Böbürlenmek. Gösteriş yapmak. Missouri eyaletinde şehir. Övünmek. Övünme. Övmek.

Rants synonyms : mouth off, draw the long bow, criticises, precipitated, harrumphs, burn with a low blue flame, precipitate, boasts, grandiloquence, precipitates, rave, brag, bombast, bluster, fulminate, ranted, fustian, rabbit on, hectors, hector, brags, boast, utter, speak, blah, blustered, jabber, bragged, boasted, criticise, gasses, verbalise, be angry.