Fışıldamak nedir, Fışıldamak ne demek

  • Fışır fışır ses çıkarmak

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Sinirlenmek, öfkelenmek.

Fışıldamak kısaca anlamı, tanımı

Fışıl : Yaramaz çocuk

Fışıldama : Fışır fışır ses çıkarma.

Sinirlenmek : Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek.

Fışır fışır : Fışır sesi çıkararak.

Sinirlenme : Sinirlenmek işi.

Öfkelenmek : Öfkeli duruma düşmek, kızmak, hiddetlenmek.

Öfkelenme : Öfkelenmek işi.

Çıkarmak : Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Sonunu getirmek. Hatırlamak. Bulmak, ortaya koymak. Yapmak, üretmek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Boşaltmak. Sunmak. Göstermek. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Gidermek. Fotoğraf çektirmek. Resim yapmak. Söylemek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Sağlamak, elde etmek. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Yayımlamak. Yollamak, göndermek.

Çıkarma : Çıkarmak işi, emisyon. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh.

 

Fışır : Eski.

Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.

Sinir : Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik. Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği. Hoşa gitmeyen, can sıkan. Kas kirişi ve zarı. Lastik. Diz kapakla ayak bileği arası. Sınır, bk. sinor// sinir sepet: hudut, bk. sinor sepet. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Duyu ve hareket uyartılarını beyinden organlara, organlardan beyine ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Beyni ve omuriliği vücudun öteki bölgelerine bağlayan ve herbiri birkaç sinir teli demetlerinden yapılmış olan beyaz iplikler.

Öfke : Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Sini : Üzerinde yemek de yenilebilen, yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi.

Ses : Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşim. Duygu ve düşünce. Aralarında uyum bulunan titreşimler.

Diğer dillerde Fış fış kayıkçı anlamı nedir?

Almanca'da Fış fış kayıkçı ne demek ? : gerätschsitzdehnung