Refused türkçesi Refused nedir

Refused ile ilgili cümleler

English: Ali asked Mary some stupid questions that she refused to answer.
Turkish: Ali Mary'ye onun cevap vermeyi reddettiği bazı aptalca sorular sordu.

English: Ali couldn't make the grade with Mary; she refused him when he asked her for a date.
Turkish: Ali Mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.

English: Ali asked Mary some very personal questions that she refused to answer.
Turkish: Ali Mary'ye cevap vermeyi reddettiği bazı çok kişisel sorular sordu.

English: Ali didn't know why Mary refused to go out with him.
Turkish: Ali Mary'nin neden onunla dışarı çıkmayı reddettiğini bilmiyordu.

English: Ali couldn't understand why Mary refused to even listen to him.
Turkish: Ali Mary'nin onu dinlemeyi bile niçin reddettiğini anlayamadı.

Refused ingilizcede ne demek, Refused nerede nasıl kullanılır?

User refused : Kullanıcı reddetti.

Refuse collector : Çöpçü. Eskici. Temizlik işçisi. Çöp kamyonu. Hurdacı. Çöp toplayıcı.

Refuse container : Çöp kutusu. Çöp bidonu. Çöp tenekesi.

Refuse disposal : Atık yok etme. Kent atıklarının, kent dışına götürülüp büyük çukurlara gömülerek ya da türlü uygulayımsal süreçlerden geçirilerek insan sağlığına dokuncalı olmaktan çıkarılması. Bir kentin ya da kasabanın, o yerleşim yerinin işlevlerinin görülmesi sırasında ortaya çıkan yararsız ve dokuncalı artıklarının kent yönetimince toplanıp yok edilmesi, ya da yararlanılmak üzere işlenmesi. Atık imhası. Çöp toplama. Çöp kaldırma. Kent atıklarının yok edilmesi.

 

Refuse lorry : Çöp kamyonu.

Town refuse : Kent atıkları. Kent işlevlerinin bir sonucu olarak, konutlardan, işleyim ve tecim kuruluşlarından atılan, çoğu kez insan sağlığı için çekinceli oldukları için yok edilmeleri ya da belirli işlemlerden geçirilerek yararlı duruma getirilmeleri gereken özdekler.

Refuse tip : Çöplük.

Refuse of use : Özel izin alınan bir belgenin işletilmesinin, herhangi bir nedenle yerine getirilmemesi. İşletmenin geri çevrilmesi.

Refuser : İtiraz eden. Reddeden.

Refuse : Kaçınmak. Çöp. Karşı koymak. Artık. Direnmek. Bir fiziksel ya da kimyasal süreçte işlenen özdeklerin, artakalıp işe yaramayan bölümü. yeniden eritilip dökülebilir, bozuk dökme metaller. Cerh etmek. Bilgisayar, kimya alanlarında kullanılır. İmtina etmek. Elinin tersiyle itmek.

İngilizce Refused Türkçe anlamı, Refused eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Refused ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Contract out : Dışarıya yaptırmak. Katılmayacağını belgelemek. İhale etmek.

Antagonises : Düşmanlığa sebep olmak. Aleyhine çevirmek. Husumete sebep olmak. Düşman etmek. Kızdırmak. Husumeti tahrik etmek. Kışkırtmak. Karşı çıkmak. Önlemek (ayrıca antagonize).

 

Scorn : Küçük görmek. Hor görmek. Tenezzül etmemek. Tepeden bakma. Küçük görme. Küçümseme. Hor görme. Kuçük görmek. Tahkir.

Rejected : Çıkarmak. Kusmak. İstememek. Reddedilmiş. Iskartaya çıkarmak.

Confronting : Karşılaştırmak. Çelişen. Zıtlaşma. Yüzleştirmek. Yüz yüze getirmek. Yüzleşen.

Bear against : Baskı yapmak. Sıkıştırmak. Bastırmak.

Brush off : Sepetlemek. İlişkiyi kesmek. Savmak. Tozunu almak. Dikkate almamak. Başından atmak. (başından) defetmek. Fırça ile temizlemek.

Shrunken : Çökmüş. Küçülmuş. Daralan. Büzülmüş. Kısalmış. Çekmiş. Daralmış.

Demurs : Karşı çıkmak. Tereddüt etmek. Tereddüt. Etmek. Duraksama. İtiraz. İtiraz etmek. Zorluk çıkarmak.

Demurred : Etmek. Tereddüt. Karşı çıkmak. İtiraz etmek. Duraksama. Zorluk çıkarmak. İtiraz. Tereddüt etmek.

Refused synonyms : spurn, contravene, controverting, insisted, minimized, refuses, pooh pooh, demur, avoids, controverted, respond, disacknowledge, bar, belittled, contravening, react, high, disallow a claim, draw the line, contest, fall down, bated, call of, beg off, abnegating, cast to the winds, insist on, negativing, decline, confront, have none of, cast off, disapprove.

Refused zıt anlamlı kelimeler, Refused kelime anlamı

Obey : Sadakat göstermek. Tanımak. Dinlemek. Riayet etmek. Uymak. Söz dinlemek. Denileni yapmak. İtaat etmek. Biat etmek. -e uymak.

Accept : Hazmetmek. Kabul etmek. Normal karşılamak. Üstlenmek. Katlanmak. Almak. Evet demek. Anlamak. Onaylamak. Kabullenmek.

Contract in : Katılmak. Kontrat ile katılmak.

Refused antonyms : increased.