Screamed türkçesi Screamed nedir

Screamed ile ilgili cümleler

English: Ali moaned in pain and screamed for help.
Turkish: Ali acı içinde inledi ve yardım için bağırdı.

English: "Don't scare me", she screamed as he came up behind her.
Turkish: Onun arkasından geldiğinde, "Beni korkutma" diye bağırdı.

English: Ali screamed and ran out of the room.
Turkish: Ali çığlık attı ve odadan dışarı koştu.

English: "Go Ukraine!", screamed the fans.
Turkish: Taraftarlar "Bastır Ukrayna!" diye bağırdılar.

English: Ali screamed again.
Turkish: Ali yine çığlık attı.

Screamed ingilizcede ne demek, Screamed nerede nasıl kullanılır?

Screamed his head off : Kafası patlayıncaya kadar çığlık atmış. Artık daha fazla bağıramayıncaya kadar çığlık atmış.

Screamer : Matrak olay. Parti düşkünü kimse. Bağıran kimse. Çok komik durum. Futbolda çok uzaktan atılan gol. Bağıran. Çığlık atan kimse. Manşet (amerikan ingilizcesi). Manşet.

Screamers : Matrak olay. Bağıran. Çok komik durum. Parti düşkünü kimse. Kuşlar (aves) sınıfının, bataklık kuşları (grallae) takımından kuyrukları ve bacakları uzun, kanatları kısa olan türleri içine alan bir familya. Çığlık atan kimse. Manşet (amerikan ingilizcesi). Bağıran kimse. Kariyamagiller.

 

Crested screamer : Kariyama. Bataklık kuşları (grallae) takımının kariyamagiller (cariamidae) familyasından, 52 cm kadar uzunlukta, ayakları ve gagası kırmızı, güney amerika'da yaşayan bir tür.

Scream out : Feryat figan etmek. Bağırmak. Bağırarak söylemek.

Scream : Çığlık. Uğuldamak. Çığlığı basmak. Bağırmak. Avaz avaz bağırmak. Acı acı haykırmak. Feryat etmek. Haykırmak. Çığlık atmak. Çığlık koparmak.

Screamingly : Gürültülü bir şekilde. Bağırırken. Bağırırcasına. Feryad edercesine. Çığlıklar atarak. Haykırırken. Haykırırcasına. Cırtlak bir tarzda.

Screams : Bağırmak. Çığlık atmak. Feryat etmek. Uğuldamak. Haykırmak.

Scream with pain : Acı ile bağırmak. Acı ile çığlık atmak.

Screaming : Göze çarpan. Çığlık atan. Haykıran. Bağıran. Çok komik. Feryat eden. Göz alıcı. Gülmekten öldüren. Cırtlak.

İngilizce Screamed Türkçe anlamı, Screamed eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Screamed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Hooping : Çembere almak. Öksürmek (boğmaca). Potaya atmak. Metal bantlama. Çember takmak. Bağlama. Çembere sokmak. Çemberleme. Ötmek.

Boom : Genel satakda canlılık. Üzerine üst üste çeşitli ışıldaklar yerleştirilebilen direk. Patlama sesi. İktisat, ekonomi, tiyatro alanlarında kullanılır. Hızla artmak (ticaret). Geliştirmek. Çıkış yapmak. Gelişmek. Yükselmek. Gümlemek.

Screaming : Feryat eden. Haykıran. Bağıran. Göz alıcı. Gülmekten öldüren. Çok komik. Çığlık atan. Cırtlak. Göze çarpan.

Chirks : Alkışlamak. Tiz bir ses çıkarmak. Galler'de yerleşim yeri. Sevinçle bağırmak. Neşeli keyifli şen olmak.

 

Let out : Çıkmasına izin vermek. Bollaştırmak. Koparmak. İhale etmek. Kiraya verme. Gevşetmek (ip veya kablo veya vb'ni). Salmak. Kiralama. Bırakmak. Kiraya vermek.

Cry : Seslenmek. Ağlamak. Feryat. Bağırmak (hayvan). Haykırma. Ağlama. Haykırış.

Shriek : Yaygara. Avazı çıktığı kadar bağırmak. Haykırma. Yırtınmak. Acı acı bağırmak. Çığlık. Acı feryat.

Cried : Seslenmek. Ağlamak.

Screak : Gıcırdamak. Acı acı bağırmak. Tiz sesle çığlık atmak. Kaba ve kulak tırmalayan gürültü yapmak. Gıcırtı. Cırlamak. Gıcırtı yapmak. Tiz delici bir çığlık atmak.

Screamed synonyms : pipe up, shrieking, skreigh, skreak, pipe, screams, caterwauled, booms, wail, cries, call, blare out, buzzed, bellowed, burst in, hooped, shout out, buzz around, yaup, bawl, clamours, clamour, bray, caterwauls, calling out, shrill, squawk, gabbled, bawled, clamoring, cry out, scream, blare.

Screamed zıt anlamlı kelimeler, Screamed kelime anlamı

Plain : Düzlük. Düz ya da azıcık eğimli, az çok kalın taşınmış toprak ve lığlarla örtülü, akarsularla parçalanmamış, daha yüksek yer biçimleriyle çevrelenmiş ve oluşum kökenleriyle ayrımlı türleri bulunan ana yer biçimlerinden biri. Sadelik. Süssüz. Yalın bir dille. Sade. Yalın. (sürekli) şikayet etmek. Düz.

Raw : Taze. Acemi. Hamlık. Açık yara. Açık saçık. Derisi soyulmuş. Haksız. Olmamış. Soğuk ve rutubetli. Yara.