Serenaded türkçesi Serenaded nedir

  • Seranat yapmak.
  • Seranat yapılmış.

Serenaded ingilizcede ne demek, Serenaded nerede nasıl kullanılır?

Serenade : Serenat çalmak. Serenat. Serenat yapmak. Serenat söylemek.

Serenader : Seranat yapan. Seranatçı. Seranat yapan kimse.

Serenaders : Seranatçı. Seranat yapan kimse. Seranat yapan.

Serenades : Serenat. Serenat söylemek. Serenat yapmak. Serenat çalmak.

Serenading : Seranat yapmak. Seranat yapma.

Serendipitous : Tesadüfen keşfedilen veya keşfedilmiş. Kazara yapılan bir keşif vasıtasıyla elde edilen. Şans eseri keşfedilen. Birşeyleri kazara keşfetme yeteneği ile karakterize. Kazara keşfedilmiş.

Serenes : Açık. Sakin. Sessiz. Yüce. Durgun. Dingin. Huzurlu. Berrak. Rahat.

Serenely : Durgun bir biçimde. Barış içerisinde. Rahatlamış ve sakin bir tarzda. Sakince. Sakin bir şekilde. Berrak bir şekilde.

Serenities : Huzur. Berraklık. Dinginlik. Durgunluk. Sükunet. Sakinlik.

Serenata : Seranat. Pastoral içerikli kısa kantat. Kısa oratoryo.

İngilizce Serenaded Türkçe anlamı, Serenaded eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Serenaded ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Serenading : Seranat yapma.

Perform : İcra etmek. Müz.çalmak. Bilgisayar, gitar alanlarında kullanılır. Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme. Uygulamak. Gerçekleştirmek. Yürütmek. Yapmak. Tiyatro yapmak. Rol oynamak.

 

Do : Başarmak. Yapmak. İlgilenmek. Eylemek. Dolandırmak (argo terim). Parti. Neden olmak. Rolünü üstlenmek. Meydana getirmek. Rol üstlenmek.

Divertimento : Eğlendirici piyes. Eğlendirici piyes (müzik terimi).

Opus : Kitap. Eser. Opera. Yapıt.

Composition : Batkınlılar ile alacaklıları arasında yapılan sözleşme. Bileştirme. Terkip. Görünge kurallarına dayanılarak, varlıkları ve nesneleri uzayda en uygun biçimde yerleştirme yoluyla görüntüye derinlik kazandırma çabası. işlikteki ışık kaynaklarının, görünçlüğün gereklerine, oyuncuların ve alıcının devinimlerine göre yer, yön, yeğinlik bakımından hazırlanması. Tahrir. Yapıt yaratma. Anlama. Oyun düzeni çalışması içindeki temel güzelduyusal ilkelerden biri (öbürleri : görsel yorum, hareket yapımı, hız-tartım-zamanlama ve sözsüz oyunla drama-tizasyon'du.r). tasarım, uygulamanın yapısını, biçimini ya da çizimini ortaya çıkaran bir çalışmayı içerir. tasarım, aynı zamanda, konunun duygusal ölçüsünü ve ussal uygulayım düzenini sağlar. Bileşim. Düzenleme.

Piece : Birleştirmek. Parçalarını eklemek. Yamalamak. Yamamak. Eklemek. Parça koymak. Pare. Kısa yazı. Parça. Kalıp.

Execute : Düzenlemek. Yerine getirmek. İnfaz etmek. Uygulamak. İcra etmek. Bir hükmü infaz etmek. Tatbik etmek. İnfaz etmek (bir yargıyı). İdam etmek. Sergilemek.

Serenaded synonyms : piece of music, musical composition.