Shelves türkçesi Shelves nedir

  • Meyilli olmak.
  • Ertelemek.
  • Şevlenmek.
  • Rafa koymak.
  • Etajer.
  • Kadro dışı bırakmak.
  • Hasıraltı etmek.
  • Rafa kaldırmak.
  • Emekliye ayırmak.
  • Aldırmamak.

Shelves ile ilgili cümleler

English: The supermarket shelves were almost empty.
Turkish: Süpermarket rafları hemen hemen boştu.

English: Our shelves were empty.
Turkish: Bizim raflar boştu.

English: Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
Turkish: Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.

English: Andrew is fixing some shelves in the bedroom.
Turkish: Andrew yatak odasındaki bazı rafları onarıyor.

English: We've got two Billy shelves from IKEA.
Turkish: Bizim IKEA'dan iki Billy rafımız var.

Shelves ingilizcede ne demek, Shelves nerede nasıl kullanılır?

Bookshelves : Kitaplık. Kitap rafı.

Shelve : Kadro dışı bırakmak. Hasır altı etmek. Aldırmamak. Hasıraltı etmek. Rafa kaldırmak. Şevlenmek. Meyilli olmak. Meyletmek. Rafa koymak. Emekliye ayırmak.

Shelved : Ertelemek. Şevlenmek. Ertelenmiş. Hasıraltı edilmiş. Aldırmamak. Rafa kaldırılmış. Hasıraltı etmek. Meyilli olmak. Emekliye ayırmak. Rafa kaldırmak.

Shelver : Erteleyen. Hasıraltı eden. Bir kenara koyan kimse. Rafları yerleştiren kimse. Rafa kaldıran. Rafları düzenleyen kimse. Raflarla dekore eden. Erteleyen kimse.

 

Shelvers : Rafa kaldıran. Rafları düzenleyen kimse. Hasıraltı eden. Erteleyen. Erteleyen kimse. Bir kenara koyan kimse. Rafları yerleştiren kimse. Raflarla dekore eden.

Shelving : Raflar. Meyil etmek. Raf malzemesi.

Shelf fungus : Çoğunlukla yaprakdöken orman ağaçlarında odun katını hızla çürüten ve bağlı bulunduğu deliklimantarlar familyası türlerine kendi adını veren rafımsı görünüşte asalak mantar. Kavmantarı.

Shelvings : Meyil etmek. Raf malzemesi. Raflar.

Shelf : Kukla iş masası. Pervaz. Raf. Kaya tabakası. Denizde sığlık. Kuklacının yanında bulunan ve kukla oynattığı sırada kullandığı iş masası. Sergen. Sığlık. Düz kaya.

Chessed shel emet : Birinin herhangi bir karşılık beklemeden başkası için yaptığı iyilik veya sevap.

İngilizce Shelves Türkçe anlamı, Shelves eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Shelves ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Neglecting : Asmak. İhmal. Unutmak. Boşlamak. İhmal etmek.

Dillydally : (argo) oyalanmak. Başka bir zamana bırakmak. Vakit öldürmek. Sallanmak. Ağır davranmak. Ayak sürümek. Oyalanmak. Geciktirmek. Zaman geçirmek.

Postpones : Ötelemek. Tehir etmek. Sonraya bırakmak. Tecil etmek. Geciktirmek.

Sconce : Kafa. Ceza. Duvar şamdanı. Bingi. Duvar lambası. Kelle. Toprak siper. Cezalandırmak (oxford üniv.). Aplik. Baş.

Let pass : Geçmek. Boş vermek.

Disregards : Hiçe saymak. Önemsememek. Takmamak. Saygısızlık etmek. Riayet etmemek. Tanımamak. Iska geçmek. Önem vermemek. Saymamak.

 

Superannuating : Emekli etmek. Yaş haddinden emekli etmek.

Delays : Vergi işlemlerinde ve vergi anlaşmazlıklarında yasasında sınırlanan ölçülere göre uygulanan süreler. Gecikmeler. Oyalamak. Süreler. Oyalanmak. Geciktirmek. Alıkoymak. Gecikmek.

Suppress : Yayınlanmasını yasaklamak. Ezmek. Ortadan kaldırmak. Zapt etmek. Baskı altına almak. Bastırmak. Örtbas etmek. Önlemek. Lağvetmek.

Scrap : Paçavra. Kapışmak. Ç.yemek artıkları. Kupür. Kavga. Kırık dökük eşya. Bir yana atmak. Bozuntu.

Shelves synonyms : bell cot, bell cote, protective cover, pigeon loft, tornado cellar, protective covering, field hut, storm cellar, laugh away, mothball, apply the blind eye, shelved, cote, structure, suppressed, shack, slant, whatnots, oasis, disregarded, doghouse, pension off, squints, racked, sentry box, squinted, defer, cookhouse, retire, roost, asylum, be prone to, brush aside.

Shelves zıt anlamlı kelimeler, Shelves kelime anlamı

Nonworker : Çalışmayan kimse. İşsiz güçsüz. İşsiz olan kimse. Çalışmayan.

Deep : Karmaşık. Yoğun. Karanlık. Karışık. İktisadi çevrimdeki daralmanın en alt noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle daralmadan tekrar genişlemeye geçisi yansıtan dönüş aşaması. krş. doruk. Aşırı. Deniz. Derinlik. Koyuluk. Dip.