Socks türkçesi Socks nedir

Socks ile ilgili cümleler

English: Ali had his socks on inside out.
Turkish: Ali çoraplarını tersyüz giymişti.

English: "Whose socks are these?" "They are my sister's."
Turkish: "Bunlar kimin çorapları?" "Kız kardeşimin."

English: Ali got holes in his socks from not cutting his toenails.
Turkish: Ali ayak tırnaklarını kesmediği için çorapları delindi.

English: Ali hid the gun under some socks in the drawer.
Turkish: Ali silahı çekmecedeki bazı çorapların altına sakladı.

English: Ali didn't realize his socks didn't match.
Turkish: Ali çoraplarının uymadığını fark etmedi.

Socks ingilizcede ne demek, Socks nerede nasıl kullanılır?

Knock the socks off : Çok etkilemek. Hayran bırakmak. Şaşırtmak. Şaşkına çevirmek (argo terim). Afallatmak. Hayrete düşürmek. Büyülercesine etkilemek. Çok şaşırtmak. Hayret ettirmek. Alt etmek.

Ankle socks : Kısa çorap. Soket.

Athletic socks : Spor yaparken ayakları korumak için tasarlanmış olan özel çoraplar. Spor çorabı.

Bobby socks : Soket. Kısa çorap.

Changed like socks : Çorap gibi değiştirilen. Sık sık ve gelişigüzel değiştirilen.

Cassocks : Cüppe (papaz). Cübbe. Papaz cübbesi. Papaz cüppesi.

Do you have nylon socks : Naylon çorabınız var mı.

Hassocks : Sık çimen parçası. Diz yastığı (kilise). Küçük oturak. Puf. Diz yastığı.

 

Do you have wool socks : Yün çorabınız var mı.

Tussocks : Sağ demeti. Ot öbeği. Çimen topağı.

İngilizce Socks Türkçe anlamı, Socks eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Socks ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Knee high : Diz boyu. Dize kadar.

Stocking : Stoklama. Tasarruf. Çizme seki. Atlarda bacaklardaki beyazlığın ön ve arka ayak bileği eklemine kadar uzanması. Konç. Uzun çorap.

Bobbysocks : Bilek hizası çorabı (özellikle kızla için). Kısa kız çorabı. Kısa çorap.

Hosieries : Çorap fabrikası. Mensucat fabrikası. İç çamaşırı. Mensucat. Penye. Çoraplar. Tuhafiye. Dokuma.

Bobbysock : Kısa çorap.

Bop : Darbelemek (argo terim). Darbe. Bir caz üslubu. Vurmak. Vuruş.

Hosing : Hortum. Şoset. Hortum tutmak. Hortumla sulamak. Hortumla ıslatmak. Su hortumu.

Anklets : Şoset. Soket. Ayak bileziği. Kısa çorap. Halhal.

Bash : Sertçe vurmak. Kuvvetle vurmak. Yumruk. Çarpmak. İndirmek. Deneme. Sert vuruş. Geçirmek. Şiddetle vurmak. Hızla vurmak.

Anklet : Şoset. Kısa çorap. Tozluk. Halhal. Soket. Ayak bileziği.

Socks synonyms : knee hi, tabis, tabi, sweat sock, athletic sock, hosiery, footwear, hose, varsity sock, bonk, hoses, socking, stockings, hit, argyle, argyll, whap, sock, whop.