Solvency türkçesi Solvency nedir

  • Borcu ödeme gücüne sahip olma.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Ödeyebilirlik.
  • Ödeyebilme.
  • Borçlarını ödeyebilme gücü.
  • Ödeme yeteneği.
  • Ödeme gücü.
  • Borç ödeme yeteneği.
  • Kurumun uzun dönem hayatta kalma yetisi.
  • Bir kişi veya işletmenin vadesi dolduğunda borçlarını ödeyebilme yeteneği. işletmenin feshi durumunda mevcut varlıklarıyla yükümlülüklerini karşılayabilme gücü.
  • Ödeyebilirlilik.
  • Borç ödeme gücü.

Solvency ingilizcede ne demek, Solvency nerede nasıl kullanılır?

Solvency magrin : Ödeyebilirlik aralığı. İşletmenin varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark.

Solvency ratio : (muhasebe) ödeme gücü oranı. Bir şirketin aldığı kredilerin şirketin sermayesine oranı (finansal istikrar değerlendirmesinde kullanılır). Ödeme gücü oranı. Ödeyebilirlik oranı. İşletmenin yükümlülüklerinin varlıklarının içindeki payı.

Cofficient of solvency : Ödeyebilirlik oranı. İşletmenin yükümlülüklerinin varlıklarının içindeki payı.

Financial solvency : Borçlarını ödeyebilme. Finansal ödeme gücü.

Absolute insolvency : Borçlarını ödemek için herhangi bir imkanının bulunmaması durumu. Mutlak iflas.

Solvent extraction : Çözücü eldesi. Çözücü ekstraksiyonu. Çözücü özütlemesi. Çözücü çıkartma. Bir karışımın bileşenlerinden birinin seçimli olarak bir çözücüde çözülerek ayrılması. Çözenli özütleme. Çözücüyle özütleme.

 

Nonsolvency : Aciz olma durumu.

Solvent : Çözgen. Eritken. Ödeyebilir. Bir maddeyi çözebilme özelliğine sahip sıvı. Eritici madde. Çözücü. Ödeme gücü olan. Borcunu ödeyebilen. Para yönünden saygınlığı olan, borcunu ödeyebilen. Muteber.

Insolvency : Batma. Tasfiye. İflas. Borcunu ödeyememe. Ödeme güçsüzlüğü. Borçları vadesinde ödeyememe durumu. Gerçekleşmiş, süresi bitmiş, günü gelmiş bir borcu özdeksel durumunun yetersizliği yüzünden alacaklısına verememe. Borçlunun, üzerinde koğuşturma işlemi yapılan alacağı, ödemeye yeter malı, parası, bulunmadığını göstermek üzere icra örgütünce düzenlenen belge. Aciz. Güçsüzlük belgesi.

Solvent wastes : Çözücü artıkları.

İngilizce Solvency Türkçe anlamı, Solvency eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Solvency ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Responsibility : Uhde. Mesuliyet. Güvenilirlik. Yük. Yükümlülük. Sağlamlık. Sorumluluk. Temyiz gücü. Sorum.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

 

Solvancy : Kişinin, borçlarının tümünü karşılayabilecek ve ödeyebilecek bir yetenek ve güçte bulunması.

A pass through certificate : Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt. Tutsat senedi.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

Abnormal budget : Olağanüstü bütçe. Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe.

Solvability : Borcunu ödeyebilme yetisi. Çözünebilir olma durumu. Çözünebilirlik.

Solvency synonyms : solvencies, a shift in demand, a change in individual demand, abnormal budget expenditures, responsibilities, a change in demand, abnormal budget receipts, ability to pay, ability to pay approach, a type mutual funds, a change in supply, a shift in supply, a shift in individual demand, financial condition.

Solvency zıt anlamlı kelimeler, Solvency kelime anlamı

Insolvency : Pasifi aktifinden fazla. Ödeme güçsüzlüğü. Batma. Güçsüzlük belgesi. Ödeme gücünü yitirme. Tasfiye. Borçları vadesinde ödeyememe durumu. İflas. Aciz hali. Aciz.

Solvency ingilizce tanımı, definition of Solvency

Solvency kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The quality or state of being solvent.