Sprinklers türkçesi Sprinklers nedir

Sprinklers ingilizcede ne demek, Sprinklers nerede nasıl kullanılır?

Sprinkler head : Püskürtme kafası.

Sprinkler system : Serpme sistemi. Sprinkler sistemi. Su püskürtme sistemi. Sulama sistemi. Fıskiyeli sistem. Yağmurlama tesisi. Yağmurlama tesisatı. Yağmurlama sistemi. Yangına karşı su serpme tesisatı.

Sprinkler vehicle : Sulama taşıtı. Arkasında taşıdığı birikimlikten su serperek yol ve alanları sulayan yüklet.

Automatic sprinkler : Otomatik sprinkler.

Lawn sprinkler : Çimen yağmurlayıcısı. Bahçe musluğu. Çim fıskıyesi. Çim sulama makinesi. Bahçe sulamakta kullanılan ağzı hortum takılabilir biçimde yapılmış musluk. Çim sulayıcı. Çim su serpeci. Çim fıskiyesi.

Sprinkled : Üzerine dağıtılmış. Saçılmış. Fışkırtılmış. Serpilmiş. Damlalar halinde dağıtılmış. Serpiştirilmiş. Taşırılmış. Rastgele saçılmış.

Street sprinkler : Arazöz. Sulama taşıtı. Arozöz.

Sprinkle water : Su serpmek. Su serpiştirmek.

Sprinkle : Serpinti. Serpiştirmek. Çisenti. Serpmek (yağmur). Çiselemek. Saçmak. Saçılmak. Serpmek. Islatmak. Ekmek.

Sprinkles : Serpiştirmek. Dondurma üzerine sos olarak serpiştirmek üzere kullanılan küçük çikolata veya şeker parçacıkları. Serpmek. Serpmek (yağmur). Islatmak. Ekmek. Lekelemek. Parçacıklar. Serpinti. Sulamak.

 

İngilizce Sprinklers Türkçe anlamı, Sprinklers eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Sprinklers ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Splatter : Serpiştirmek. Su çarpmak. Sıçramak. Sıçratmak. Şapır şupur yıkanmak. Serpmek. Su sıçratmak. Damlatmak (boya vb). Su sıçratarak yıkanmak. Yağmak.

Splash : Serpiştirmek. Sıçratmak. Şakırdamak. Suya çarpmak. (su) sıçratmak. Cup diye düşmek. Serpmek. Boya sürmek. Sıçramak. Yıkanmak.

Ejector : Atan şey. Püskürgeç. Çıkarıcı. Meme. Fıskıye. Ejektör. Kiracıyı tahliye ettiren. Fırlatma tertibatı. Boşaltıcı.

Pulverizer : İçindeki böcek öldürücü sıvıyı ince bir duman halinde püskürten, sırtta ya da elde taşınan, iri çeşitleri özellikle tarımsal savaşta kullanılan araç; sisleyici, pülverizatör. Tozlayıcı.

Plash : Su birikintisi. Sıçratmak (suyu). Şırıldamak. Şapırtı. Foşurdamak. Su sıçratmak. Şırıltı. Çamurlu gölcük. Gürüldemek (su). Şapırdatmak.

Stoups : Tas. Maşrapa. Büyük bardak. Maşrapa (isk.).

Extinguishers : Kül tablası. Şamdan külahı.

Pulveriser : Pülverizatör. Tozlaştırıcı. Kömür değirmeni.

Propellant : Uzay gemişi yakıtı. Uzay gemisi yakıtı. Sürücü. Sevk maddesi. İtici güç. Roket yakıtı. İleri iten. İleri sevk edici şey. İtici gaz.

Fire extinguisher : Yangın tüpü. Yangın söndürme aygıtı. Yangın söndürme aleti. Yangın söndürme cihazı. Yanan özdeklerin havayla ilgisini keserek yangınları söndürmeye yarayan araç. Yangin söndürücüsü.

 

Sprinklers synonyms : splosh, spatter, fountain, blaster, aspergillum, salt, nozzle, aspergill, squirt, repellents, jet, scatter, injector, discharge, disperse, stoup, dust, aerosolise, fountains, atomizers, repelling, repellent, drizzle, spray, water system, water jet, atomizer, sprinkler system, blasters, swash, aerosolize, dot, moisten.

Sprinklers zıt anlamlı kelimeler, Sprinklers kelime anlamı

Dry : Sütü kesilmek. Yavan. Kurak. Kakırdamak. Kurumuş. Kavurmak. Çorak. İçki karşıtı. Kuru. Kurutmak.

Elastic : Lastik bant. Elastik şey. Elastik. Kuvvetle orantılı olarak uzayıp kısalan (özdek, nesne vb.). Lastik. Elastiki. Silgi. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Esnek. Lastikli.