Turkish: Ali üç kez bıçaklandı.
English: Ali got stabbed in the arm.
Turkish: Ali kolundan bıçaklandı.
English: Ali stabbed her.
Turkish: Ali onu bıçakladı.
English: Ali pulled out a switchblade and stabbed Mary.
Turkish: Ali bir sustalı çıkardı ve Mary'yi bıçakladı.
English: Ali has been stabbed to death.
Turkish: Ali bıçaklanarak öldürüldü.
Be stabbed : Bıçaklanmak.
Stabber : Sivri bir silah veya başkaca bir obje ile delen veya yaralayan kimse. Bıçaklı katil. Bıçaklayan. Katil. Bıçaklayan kimse. Bıçak saplayan kimse. Bıçakla öldüren. Bıçakçı. Bıçak kullanan.
Stabbers : Bıçak saplayan kimse. Bıçakla öldüren. Sivri bir silah veya başkaca bir obje ile delen veya yaralayan kimse. Bıçaklı katil. Bıçak kullanan. Bıçakçı. Bıçaklayan. Bıçaklayan kimse. Katil.
Backstabber : Kalleş.
Stabbing : Saplama. Bıçak gibi. Bıçaklama. Hacamat.
Have a stab at : Denemek. İlk kez denemek. Kalkışmak.
Stabbings : Bıçak gibi. Bıçaklama. Hacamat. Saplama.
Stab from the back : Arkadan vurmak.
Stab : Saplamak. Hançerlemek. Delmek. Yavaş yavaş düşmek (kıymet veya fiyat). Zımbalamak. Batırmak. İhanet etmek. Bıçaklamak. Denemek. Şişlemek.
Stab in the back : Şaşırtmak. Sırtından vurma. Kalleşlik yapma. Yaralamak. Sırtından vurmak. Kalleşlik etmek. Hainlik etmek. Üzmek. Sırtından bıçaklamak. Arkadan vurmak.
Sözcükler, direkt olarak Stabbed ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Drive : Çalıştırmak. Topu genellikle arka çizgi yakınlarına düşürecek biçimde ve topa gidiş yönünde bir dönme hareketi vererek yapılan vuruş. Araba kullanmak. Topla giriş. Kovalamak. Gütmek. Sürmek. Sürücü. Acele etmek.
Deceives : Faka bastırmak. Kazık atmak. Aldatmak. Yutturmak. Yitirmek. Kalleşlik etmek. Oyun etmek. Keklemek. Yalan söylemek.
Flout : Hor görmek. Eğlenmek. Alay etmek. Takmamak. Burun kıvırmak. Zıddına gitmek. Saygısızca karşı gelmek. Reddetmek. Uymamak.
Jabbing : Dürtme. Dürtmek. Ucu keskin bir şeyle dürtme. Batırmak. İtme.
Jab : İtmek. Şırınga. Yumruk. İtme. Saplama. İğne. Batırmak. Batırma. Dürtmek.
Firm : Kesin. Dayanıklı. Emin. Tecim kurumu adı. ortaklıkların tecimsel işlerde konularına göre kullandıkları tek ya da birleşik ad. Değişmez. Sağlam. Sabit. Sağlamlaşmak. Pekişmek. Üretimi gerçekleştiren iktisadi karar birimi.
Lancinating : Yırtma. Bıçaklama. Delme. Yırtmak. Koparmak. Yarmak. Delik açmak.
Cheat : Kandırmak. Kopya çekmek. Hile yapmak. Keklemek. Aldatmak. Dolandırmak. Hile. Kazık atmak. Aldatma. Razı etmek.
Ratting : Fare tutmak. Fare avlamak. İspiyon etmek. Parti değiştirmek. Sıçan. İhbar etmek. İspiyonlamak. Döneklik etmek. Sözünden dönmek.
Stabile : Sabitleştirilmiş bir çerçeveye tutturulmuş çeşitli parçalardan oluşan soyut heykel. Sabit. Stabil. Durağan. Dengeli.
Stabbed synonyms : unfluctuating, drives, permanent, flouting, knifed, doublecross, flouted, cheats, dig in, pierce, broach, impaled, ratted, betraying, drills, poniards, stabilized, dig into, jabbed, betray, deceive, stabler, knifes, pinked, empierce, stabilised, broached, lancinate, dig through, give the game away, chive, drill, anchoring.
Unstained : Renksiz. Lekesiz. Temiz.
Impermanent : Kalımsız. Kalıcı olmayan. Daimi olmayan. Devamsız. Devam etmeyen. Geçici. Süreksiz.
Inconstant : Maymun iştahlı. Kararsız. Dönek. Hercai. Sadakatsiz. Değişken. Devamsız. Vefasız. Sebatsız. Sabit olmayan.
Stabbed antonyms : unstable, unsteady.
Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. (F5)
Bu kısımda Stabbed kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Stabbed ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Stabbed anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Stabbed ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.