Stabber türkçesi Stabber nedir

  • Bıçakla öldüren.
  • Katil.
  • Bıçaklayan.
  • Bıçakçı.
  • Bıçaklayan kimse.
  • Bıçak saplayan kimse.
  • Bıçaklı katil.
  • Bıçak kullanan.
  • Sivri bir silah veya başkaca bir obje ile delen veya yaralayan kimse.

Stabber ingilizcede ne demek, Stabber nerede nasıl kullanılır?

Stabbers : Bıçaklı katil. Bıçakçı. Bıçaklayan kimse. Bıçak kullanan. Sivri bir silah veya başkaca bir obje ile delen veya yaralayan kimse. Bıçakla öldüren. Bıçaklayan. Katil. Bıçak saplayan kimse.

Backstabber : Kalleş.

Stabbed : İhanet etmek. Delmek. Saplamak. Bıçaklamak. Bıçaklanmış. Hançerlemek.

Be stabbed : Bıçaklanmak.

Stabbing : Hacamat. Bıçak gibi. Bıçaklama. Saplama.

Stab in the back : Üzmek. Arkadan vurmak. Sırtından bıçaklamak. Kalleşlik yapma. Sırtından bıçaklama. Yaralamak. Sırtından vurmak. Hainlik etmek. Sırtından vurma. Kalleşlik etmek.

Stab : İhanet etmek. Şişlemek. Hançerlemek. Batırmak. Zımbalamak. Bıçaklamak. Delmek. Saplamak. Denemek. Yavaş yavaş düşmek (kıymet veya fiyat).

Stab from the back : Arkadan vurmak.

Backstabbing : Arkadan bıçaklama. Bir kimseye o kişinin haberi olmadan zarar verecek bir şey yapma (dedikodu yapma vs). Hainlik yapma.

Have a stab at : Kalkışmak. İlk kez denemek. Denemek.

İngilizce Stabber Türkçe anlamı, Stabber eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Stabber ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Killers : Çekici kadın. Delikanlı. Öldürücü hastalık. Kasap. Öldürücü darbe.

Cutthroats : İnsafsız. Kıran kırana. Amansız. Cani. Zalim. Kıyasıya. Acımasız. Aydınlanmak. Tefeci.

Homicides : Cinayet. Cinayet masası ekibi. Cani. Adam öldürme.

Cain : Kabil. Adem ve havva'nın. Kardeşi habil'i öldürmüş olan oğlu (incil). Adem'in büyük oğlu.

Killer : Çekici kadın. Öldüren. Kasap. Müthiş. Öldürücü. Delikanlı. Öldürücü hastalık. Öldürücü darbe. Çok çekici kimse.

Assassins : Suikastçı. Kiralık katil. Suikast yapan. Haçlıları öldürmeyi hedeflemiş pers ve suriye'deki müslüman radikal grup. Suikastçi. Haşhaşi. Suikastçılar.

Liquidators : Tahsildar. Tasfiye memuru. Sıvılaştırıcı. Cani. Tasfiye görevlisi. Likidatör.

Death : Ruhun gövdeden ayrılmasıyla açıklanan evrensel halk inancı. (ölüyü arıtmak ve öte dünyadaki hayata hazırlamak amacıyla birçok işlemlere başvurulmaktadır.) bk. arınma, öteki dünya. Canlılarda yeniden başlamamak üzere bütün hayati olayların son bulması. mortalite. Bir canlının beyin, solunum ve dolaşım faaliyetlerinin dönüşümsüz olarak durması, tüm organ ve dokularındaki hücrelerin fiziksel ve kimyasal etkinliğini kaybetmesi nedeniyle yaşamın sona ermesi, eksitus, mors. Yıkım. Tükeniş. Vefat. Son. Ölme. Fevt.

Blood guilty : Eli kanlı katil. Kan döken. Kanlı katil.

Stabber synonyms : stabbers, cutlers, homicide, assaulter, assassin, spearers, attacker, spearer, assailant, cutthroat, cutler, knifer, knifers, liquidator, assassinator, cutter, aggressor, cut throat, bloodshedder.

Stabber ingilizce tanımı, definition of Stabber

Stabber kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A privy murderer. One who, or that which, stabs.