Stab türkçesi Stab nedir

Stab ile ilgili cümleler

English: She tried to stab me in the back.
Turkish: O beni sırtımdan bıçaklamaya çalıştı.

English: I'll take a stab at it.
Turkish: Ona bir bıçak alacağım.

English: Ali got stabbed in the arm.
Turkish: Ali kolundan bıçaklandı.

English: Be careful or she'll stab you in the back.
Turkish: Dikkatli ol yoksa o seni sırtından bıçaklar.

English: Help! They're going to stab me!
Turkish: İmdat? Onlar beni bıçaklayacaklar.

Stab ingilizcede ne demek, Stab nerede nasıl kullanılır?

Stab at : Saplamak.

Stab from the back : Arkadan vurmak.

Stab in the back : Sırtından bıçaklamak. Hainlik etmek. Arkadan vurmak. Sırtından vurmak. Şaşırtmak. Kalleşlik yapma. Yaralamak. Sırtından vurma. Üzmek. Kalleşlik etmek.

Stab somebody in the back : Sırtından vurmak. İhanet etmek.

Stab wound : Bıçak yarası. Kesici ve delici alet yarası.

Make a stab at : İlk kez denemek.

Stabbing : Hacamat. Bıçaklama. Saplama. Bıçak gibi.

Stabbers : Sivri bir silah veya başkaca bir obje ile delen veya yaralayan kimse. Bıçaklayan kimse. Bıçakla öldüren. Bıçak kullanan. Bıçak saplayan kimse. Bıçaklayan. Bıçakçı. Katil. Bıçaklı katil.

 

Have a stab at : Kalkışmak. İlk kez denemek. Denemek.

Stabbed : Bıçaklanmış. Saplamak. Bıçaklamak. Hançerlemek. Delmek. İhanet etmek.

İngilizce Stab Türkçe anlamı, Stab eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Stab ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Decried : Kötülemek. Rezil etmek. Kınamak. Yermek. Zemmetmek. Azarlamak.

Dig in : Sipere girmek. Kürekle toprağa karıştırmak (bir şeyi). Kalıcı olarak yerleşmek. Duldalanmak. Hallihamur olmak. Gömmek. İştahla yemek. Siper kazmak. Mevzilenmek.

Nebulise : Bir konuyu bulanıklaşmak. Buharlaştırmak. Bir konuyu belirsizleştirmek. Sis yapmak. Bulanıklaştırmak (ayrıca nebulize). Sislemek. İnce sprey haline getirmek (sıvı hakkında). Sıvıyı sprey hale getirmek.

Poniard : Hançer. Kama.

Skewer : Şişle tutturmak. Şiş (şiş kebap vb için kullanılan). Kebap şişi. (şiş) satranç. Şişe geçirmek. Şişmek. Filin hamlesiyle iki rakip taşı birden tehdit etmek (satranç). Şiş.

Assay : Ayar etmek. Tahlil. Çözümlemek. Analiz. Tecrübe. Ayarlamak. Çözümleme. Çözümleme örneği.

Endeavor : Çalışmak. Uğraş göstermek. Şimdiye kadar yapılan 5'inci ve en kompleks nasa nihai harekat uzay mekiği. Wisconsin'de bir köy (abd). Çaba göstermek. Bkz.endeavour. Endeavour uzay mekiği. Emek harcamak. Çabalamak.

Stabler : İstikrarlı. Sebatlı. Sarsılmaz. Durağan. Sağlam. Değişmez.

Bankrupting : Çökertmek. Batkın. Mahvetmek. İflas etmiş kimse. İflas. İflas etmiş. İflas ettirmek. Borcunu ödeyememiş. Müflis.

Bollix : Yok etmek. Saçmalık. Perişan etmek. Bozmak. Berbat etmek. Eline yüzüne bulaştırmak. Altüst etmek. Saçma. İçine etmek.

 

Stab synonyms : double cross, broach, doublecross, poniards, chance, bankrupted, spits, kill, chancing, nebulized, injure, blooped, give the game away, bankrupt, flout, deceive, essayed, skewers, betraying, ratted, broached, prod, breaks, deceives, pinks, spit, ratting, dig, punching, lodged, rat, bore, lodge.

Stab ingilizce tanımı, definition of Stab

Stab kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, to stab a man with a dagger. To pierce with a pointed weapon. To pierce. To thrust with a pointed weapon. To wound or kill by the thrust of a pointed instrument. To give a wound with a pointed weapon. The thrust of a pointed weapon. As, to stab a dagger into a person. Also, to thrust.