Stain türkçesi Stain nedir

  • Renklendirmek.
  • Leke olmak.
  • Vernik.
  • Kirlenmek.
  • Kirletmek.
  • Leke.
  • Boya.
  • Boyamak.
  • Lekelemek.
  • Leke etmek.
  • Lekelenmek.
  • Boyama (kimyasal maddeyle) koyulaştırmak.
  • Leke yapmak.
  • Boyanmak.

Stain ile ilgili cümleler

English: Ali looked in consternation at the stain on his shirt.
Turkish: Ali gömleğindeki lekeye şaşkınlık içinde baktı.

English: I couldn't get the stain out of your green dress.
Turkish: Yeşil elbisenden lekeyi çıkaramadım.

English: The coffee stain was difficult to remove.
Turkish: Kahve lekesini çıkarmak zordu.

English: The stain on the lab coat is due to silver nitrate.
Turkish: Laboratuvar önlüğündeki leke gümüş nitrat yüzünden.

English: I couldn't scrub the stain out.
Turkish: Lekeyi ovarak çıkaramadım.

Stain ingilizcede ne demek, Stain nerede nasıl kullanılır?

Stain remover : Kir temizleyen. Leke çözücü. Leke sökücü. Leke çıkarıcı. Leke giderici. Kir çıkaran. Sadece su kullanılarak çıkmayacak lekeleri çıkaran özel bir kimyasal madde. Leke çıkarıcısı. Leke çıkarıcı madde.

Can you get this stain out : Bu lekeyi çıkartabilir misiniz.

Oil stain test : Yağ lekesi testi. Yağ lekesi deneyi.

Sudan stain test : Dışkıda sindirilmemiş veya sindirilmiş yağ damlacıklarının varlığının araştırılmasında kullanılan bir boyama yöntemi. Sudan boya deneyi.

 

This stain is blood : Bu kan lekesi.

Can you remove this stain : Bu lekeyi çıkartabilir misiniz.

Davenports stain : Davenport boyası. Sinir dokusu yapı elemanlarının mikroskobik olarak ortaya konmasında kullanılan gümüş içeren boya.

Carbonizing stain : Karbonizasyon lekesi.

Alzheimer stain : Alzheimer boyası. Kuduzda, negri cisimciklerinin ortaya konmasında kullanılan, metilen mavisi ve eozin içeren bir histopatolojik boya.

Colour stain : Renk lekesi.

İngilizce Stain Türkçe anlamı, Stain eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Stain ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Draggle : Bulaşmak. Ağır ağır takip etmek. Islanmak. Yerde sürüyerek kirletmek. Sürükleyerek çamurlamak. Bulaştırmak.

Distort : Tahrif etmek. Konuyu çarpıtmak. Eğri büğrü etmek. Çarpmak. Bozmak. Burkmak. Çarpıtmak. Biçimini bozmak. Kırmak. Elektro gitardan alınan ses sinyalinin yükselteç tarafından aşırı sürülmesi sonucu kırılarak bozulmasıyla kendine has sert sesin oluşması.

Become dirty : Pislenmek.

Polisher : Cilalayıcı. Parlatıcı. Açkıcı. Perdahçı. Cila. Cilacı. Parlatma aygıtı. Cila makinesi. Perdah makinesi.

Begrimed : Pisletmek. Kirli.

Imbrued : Islatmak. Emdirilmiş. Dolmuş. Doymuş. Bulaştırmak. Lekelenmiş. Doyurulmuş. Doldurulmuş.

Bastardizing : Alçalmak. Alçaltmak. Dejenere etmek. Gayri meşru olduğunu kanıtlamak. Değerini düşürmek. Yozlaşmak. Saptırmak. Kötüleştirmek.

Tarnish : Lekelemek (birinin adını vb'ni). Donuklaşmak. Matlaşmak. Matlaştırmak. Kararmak. Sönükleşmek. Sönükleştirmek.

Japans : Japonyalı. Japon verniği sürmek. Verniklemek. Laka. Japonya. Japon verniği. Parlak ve sert cila.

 

Stain synonyms : mud stain, iron mold, visual aspect, be stained, nitrocellulose lacquer, attainted, colourise, blotch, blotted, imbrues, polishers, enliven, draggles, dirty, iron mould, bastardise, blurs, daubed, dyes, dip, colour up, discolours, counterchanged, ebonise, become stained, clothed, ebonize, lacquer, asperses, embrue, dirtied, fouler, japan.

Stain zıt anlamlı kelimeler, Stain kelime anlamı

Cleanness : Arılık. Saflık. Paklanma durumu. Kirsiz olma durumu. Temizlik. Masumiyet.

Stain ingilizce tanımı, definition of Stain

Stain kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To discolor by the application of foreign matter. As, a stain on a garment or cloth. Armor stained with blood. As, to stain the hand with dye. To give or receive a stain. To grow dim. To spot. A discoloration by foreign matter. A spot. To make foul.