Straight line türkçesi Straight line nedir

Straight line ile ilgili cümleler

English: In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
Turkish: Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.

English: A straight line is a trivial example of a curve.
Turkish: Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.

English: He drew a straight line on the wall.
Turkish: Duvarda düz bir çizgi çizdi.

English: He drew a straight line with his pencil.
Turkish: O, kurşun kalemi ile düz bir çizgi çizdi.

English: Ali drew a straight line on the paper.
Turkish: Ali kağıda düz bir çizgi çizdi.

Straight line ingilizcede ne demek, Straight line nerede nasıl kullanılır?

Straight : Yarış çizgisi. Kent. Doğruca. Düzlük. Eşcinsel olmayan kimse. Düz hat. Düzgün. Düz. Düz çizgi. Doğru.

Line : Oyun alanını bölen, sınırlayan, belirleyen boyadan şerit. Dizmek. Hat. Astarlamak. Askı halatı. Tarayıcı elektron demetinin yatay tarama sırasında soldan sağa bir gidişinde oluşturduğu çizgi. Kırıştırmak. Sürütme oltaları. Oyun alanının sınırlarını belirten boyalı şerit. Oyun alanını bölen, sınırlayan ve belirleyen boyadan şeritlere verilen ad.

 

Straight line depreciation : Amortisman metodu. Eşit tutarlarda amortisman ayırma. Sabit amortisman.

Straight ahead : Dosdoğru. Tam karşıda. Doğruca. Dümdüz.

Straight angle : Dik açı. Doğru açı. Düz açı.

Straight arch : Dik kemer.

İngilizce Straight line Türkçe anlamı, Straight line eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Straight line ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bee line : Doğrudan çizgi. Düz hat.

Authentics : Sahih. Hakiki. Sahici. Gerçek. Orijinal. Sıhhat. Güvenilir. Özgün. Asıl.

Accurate : İnce. Kesin. Yanlışsız. Hassas. Sahi. Tam. Yanlış yapmamaya özen gösteren. Dakik.

According to cocker : Tam.

Attics : İnce. Çatı katı. Çatıarası oda. Atinalılarla ilgili. Sade. Tavanarası. Çatı odası. Tavan arası. Atika ile ilgili.

According to hoyle : Usulüne göre. Kurallara uygun. Tamam. Kurallara uygun olarak. Doğru olarak. Usulen.

Attic : Sade. Çatı odası. Çatıarası oda. İnce. Çatı katı. Atika ile ilgili. Atinalılarla ilgili. Tavanarası. Tavan arası.

Straight : Düzgün. Eşcinsel olmayan kimse. Düz. Doğruca. Uyuşturucu kullanmayan kimse. Yarış çizgisi. Kent. Dosdoğru. Düz hat.

Around : Ortalıkta. Etrafta. Yaklaşık. Etrafında. Çevresinde. Her yanına. Sularında. Civarda. Etrafına. Çevrede.

Straight line synonyms : solid line, beelines, cheese, straightest, as well, above board, advisable, aboveboard, becomings, beeline, straights, becoming, flatline, rectilinear, flat line, rectilineal, authentic, aright.