Suns türkçesi Suns nedir

Suns ile ilgili cümleler

English: Ali doesn't use sunscreen.
Turkish: Ali güneş kremi kullanmaz.

English: A beautiful sunset, isn't it?
Turkish: Güzel bir gün batımı değil mi?

English: Ali doesn't always wear sunscreen.
Turkish: Ali her zaman güneş kremi sürmez.

English: Ali and Mary walked along the shoreline, admiring the sunset.
Turkish: Ali ve Mary gün batımına hayranlık duyarak kıyı boyunca yürüdüler.

English: Ali and Mary watched the sunset together.
Turkish: Ali ve Mary birlikte gün batımını izledi.

Suns ingilizcede ne demek, Suns nerede nasıl kullanılır?

Sunscreen : Güneş losyonu. Güneş kremi.

Sunscreens : Güneş kremi. Güneş losyonu.

Sunset : Gün batması. Akşam. Güneş'in gözerimi altına inmesi. Günbatımı. Güneş batışı. Son. Çöküş. Gün batımı. Güneş batması.

Sunset colours : Akşam kızıllığı. Gün batarken ve battıktan sonra gözeriminin kızıl hali.

Sunset glow : Akşam kızıllığı. Gün batarken ve battıktan sonra gözeriminin kızıl hali. Şafak.

Sunshade : Güneş şemsiyesi. Güneş siperliği. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Güneş kırıcı. Tente. Alıcı merceğini zararlı ışınlardan korumak üzere mercek önüne takılan ve merceğin önünde gölgeli bir alan sağlayan yardımcı donatım. Güneşlik. Şemsiye (yazlık). Parasol.

 

Sunshines : Güneş ışığı. Gün. Neşe. Canım!. Günışığı. Güneş.

Sunspot : Güneş yüzeyinde görülen kara benekler. Güneş lekesi.

Sunset of life : Yaşamın son yılları.

Sunspot activity : Lekelerin doğması, çoğalması, büyümesi, azalması, devinmesi gibi olayların genel adı. Güneş lekesi etkinliği. Leke etkinliği.

İngilizce Suns Türkçe anlamı, Suns eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Suns ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sunshines : Canım!. Gün. Günışığı. Neşe.

Addison : Alabama eyaletinde şehir. Batı virginia eyaletinde yerleşim yeri. Soyisim. New york eyaletinde yerleşim yeri. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Vermont eyaletinde yerleşim yeri. İllinois eyaletinde yerleşim yeri. Pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri. Teksas eyaletinde şehir.

Sun : Coğrafya, uzay alanlarında kullanılır. Her gün doğup battığını gördüğümüz en parlak gökcismi. Kızgın gaz yığınından oluşan, ısı ve ışık saçan, yeryuvarının da içinde bulunduğu dizgenin özeği olan gökcismi.

Solar system : Güneş, gezegenleri, meteorlar ve kuyruklu yıldızlardan oluşan aile. Güneş sistemi. Güneş, dokuz gezegen, birçok gökcismi, göktaşı ve kuyruklu yıldızlardan oluşan dizge. Coğrafya, fizik, uzay alanlarında kullanılır. Güneş jüyesi. Güneş dizgesi. Yeryuvarına en yakın yıldız olan güneşle onun çevresinde dolanan gezegenler ve öteki küçük gökcisimlerinden oluşan topluluk. Solar sistem.

 

Ade : George ade (1866-1944). Amerikan mizahçı ve oyun yazarı.

Soapsuds : Sabunlu su. Sabun köpüğü. Köpüklü su. Sabun köpükleri.

Abegg : Prusyalı kimyager. Richard abegg (1869-1910).

Solar : Güneşle ilgili. Güneşe ait. Güneş veya güneş ışınlarıyla ilgili olan, solaris. güneş veya güneş ışınlarının etkisiyle oluşan. Güneşe göre hesaplanan. Güneşin etkisiyle meydana gelen. Şemsi. Soler. Solar. Güneşsel.

Apricate : Güneşte ısınmak.

Suns synonyms : sun oneself, insolate, helio, shaving cream, abdel, brightness, basks, solarize, sol, solarise, aired, foam, bask in the sun, abravanel, bask, abu, abou hatzira, solarizes, froth, daystars, sunbathing, sunbathes, expose to the sun, daystar, abernathy, chromosphere, eye of day, abbott, sunlight, sunning, planetary gear, abramovitch, sunbathed.

Suns zıt anlamlı kelimeler, Suns kelime anlamı

Stand : Çekilmek. Kalmak. Durmak. Dikilmek. Direnmek. İhtiyaç duymak. Ayakta durmak. Ayağa kalkmak. Üstlenmek. Üçayak.

Sit : Olmak (imtihan). Konmak. Oturtmak. Toplanmak. Oturuma katılmak. Oturmak. Kuluçkaya yatmak (tavuk). Modellik yapmak. Kalmak (bir yerde). Yola getirmek.

Successful : Muvaffak. Başarılı. Parlak. Başarıya ulaşan şey.