Tax burden türkçesi Tax burden nedir

  • Vergi yükü.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Verginin mükellefler, sosyal gruplar ya da kesimler üzerinde etkisi gösteren ve bu kesimlerin ödedikleri verginin vergilenebilir gelirlerine oranı. merkezi yönetim bütçesi vergi gelirlerinin gayrisafi milli hasılaya oranı olup dar anlamda vergi yükü. merkezi yönetim bütçesi, yerel yönetimler bütçesi ve fonların vergi gelirlerinin gayrisafi milli hasılaya oranı, diğer bir deyişle vergi benzeri gelirler hariç geniş anlamda vergi yükü. merkezi yönetim bütçesi, yerel yönetimler bütçesi ve fonların vergi gelirleri ile vergi benzeri gelirlerin toplamının gayrisafi milli hasılaya oranı, diğer bir deyişle vergi benzeri gelirler dahil geniş anlamda vergi yükü.

Tax burden ingilizcede ne demek, Tax burden nerede nasıl kullanılır?

Tax : Yük olmak. İş görme vergisi. -e vergi koymak. Mahkeme masrafını belirlemek. Devlete ilişkin genel giderleri karşılama amacı ile yükümlülerinden çeşitli adlarla alınan para. Vergi. Vergi almak. Külfet. Kamu giderlerini karşılamak amacıyla devletin veya devletin yetkilendirdiği diğer kamu tüzel kişilerinin, hukuki zorunluluk altında, yasayla belirtilen kurallara göre ve karşılıksız olarak gerçek ve tüzel kişilerin gelir ve malları üzerinden nakdi ya da ayni olarak aldıkları pay. Vergilendirmek.

 

Burden : Zorunluluk. Yük taşıma. Sıkıntı çektirmek. Yüklenmek. Ağırlık. Ağır yük. Sorumluluk. Yük. Yüklemek. Sıkıntı vermek.

Tax administration : Vergi idaresi. Vergi dairesi.

Tax advantage : Vergi avantajı sağlama. Vergi avantajı.

Tax allowance : Vergi muafiyeti. Vergiye tabi olmayan gelir. Vergi indirimi.

Tax assessment : Verginin, tarh edilmesinden sonra tahsil edilebilir duruma gelmesi, yani vergiyle ilgili bir alacak hakkının doğması. Matrah. Vergi matrahı. Vergi tahakkuku. Vergiye esas miktar. Vergi değerlendirmesi. Vergi tarhı.

Tax amnesty : Vergi barışı. Vergi affı.

İngilizce Tax burden Türkçe anlamı, Tax burden eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Tax burden ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

 

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

A change in supply : Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması. Sunum kayması.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Ability rent : Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı. Yetenek rantı.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

Tax burden synonyms : tax incidence, a pass through certificate, a type mutual funds, ability to pay principle, abnormal budget receipts, a shift in supply, a shift in individual demand.