The subconscious türkçesi The subconscious nedir

The subconscious ingilizcede ne demek, The subconscious nerede nasıl kullanılır?

The : Belgili tanımlık. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer).

Subconscious : Subkonsiyöz. Bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan ruh durumlarının niteliği. bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan. Bilinç düzeyinde bulunmamakla birlikte bireyin türlü bilinçli etkinliklerini etkileyebilen onun kişiliğini oluşturan öğeler arasında yer alan, dilendiğinde kapsamındakiler bilince çağrılabilen anlık süreçleri. Bilinçaltı. Altbilinçsel. Stanislavski dizgesinde,, insanın denetim dışındaki duygusal tepkilerini kapsayan iç mekanizma için kullanılan sözcük. Şuuraltı. Eğitim, sosyoloji alanlarında kullanılır.

The 1967 borders : Bağımsızlık savaşı sonrasında ateşkes anlaşmalarında oluşturulan sınırlar (israil tarihi). 1967 sınırları. Yeşil hat.

The 2004 tsunami : 2004 tsumanisi. 26 aralık 2004'teki büyük tsunami. 000 insanın ölümüne yol açan 26 aralık 2004'te meydana gelen yıkıcı tsunami. Bir depremin tetiklediği ve iki kıtada 8 ülkede (tayland, hindistan, endonezya, malezya, maldivler, seylan, somali ve sri lanka) yaklaşık 225.

 

The a team : Televizyonda macera dizisi ismi. A takımı.

The above : Yukarıda yazılanlar (bir sayfada). Yukarıki. Yukarıda anılan. Yukarıdaki.

The ablative : Ablatif. İsmin -den hali. Çıkma durumu.

İngilizce The subconscious Türkçe anlamı, The subconscious eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak The subconscious ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Unconscious : Bilinçsiz. Habersiz. Kendinde değil. Bilinçaltı ile ilgili. Şuursuz. Baygın. Farkında olmayan. Şuurdışı. Bilmeden.

Id : Kimlik. İlkel benlik. İçben. İd. Altben. Kimlik kartı. No.

Depths : Ahlak azlığı. Dip. Derinlik. Yoğunluk. En derin nokta. Derinlikler.

Deeper : Derin. Ağır. Aşırı. Anlaşılmaz. Tok (ses). İçten. Dalgın. Şiddetli. Yürekten.

Subconsciousness : Subkonsiyan. Bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan ruh durumlarının niteliği. bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan.

Subliminal : Bilinçdışı. Bilinçaltı ile algılanan. Eşikaltı. Alt algısal.

Depth : Dip. Umman. Bolluk. Bir gözlemcinin gözlemlerinde ulaştığı en alt düzey ya da bir gözlem aracının araştırdığı konuların kökeni. En derin nokta. Derin yer. Yoğunluk. Engin. Koyuluk.

The unconscious : Bilinçdışı.

Subconscious : Subkonsiyöz. Altbilinçsel. Bilinç düzeyinde bulunmamakla birlikte bireyin türlü bilinçli etkinliklerini etkileyebilen onun kişiliğini oluşturan öğeler arasında yer alan, dilendiğinde kapsamındakiler bilince çağrılabilen anlık süreçleri. Eğitim, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan ruh durumlarının niteliği. bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan. Stanislavski dizgesinde,, insanın denetim dışındaki duygusal tepkilerini kapsayan iç mekanizma için kullanılan sözcük.

 

Deepest : Pes. Dalgın. Anlaşılmaz. Keskin. Genişliğinde. İçten. Tok (ses). Derin. Aşırı.