Trafficked türkçesi Trafficked nedir

  • Yolculuk etmek.
  • Ticareti yapmak.
  • Değiş tokuş etmek.
  • Gidiş geliş.
  • Trafik.
  • İş yapmak.
  • Karanlık işler yapmak.
  • Seyrüsefer.
  • (yasadışı) ticaret yapmak.
  • Ticaret.

Trafficked ingilizcede ne demek, Trafficked nerede nasıl kullanılır?

Trafficker : Tacir. Kaçakçı. Satıcı (uyuşturucu vb.).

Traffickers : Tacir. Kaçakçı. Satıcı (uyuşturucu vb.).

Drug trafficker : Uyuşturucu satıcısı. Uyuşturucu kaçakçısı. Yasadışı uyuşturucu maddeler alıp satan kimse.

Narcotrafficker : Uyuşturucu kaçakçısı. Uyuşturucu satıcısı.

Trafficking : Alışveriş (özellikle yasadışı uyuşturucuların). Satma eylemi. Kaçakçılık. Ticaretini yapma eylemi. Seyyar satıcılık. Karaborsacılık. Ticaret.

Traffic analysis : Trafik çözümlemesi. Trafik analizi. Muhabere trafik analizi.

Traffic control : Trafik polisi. Trafik denetimi. Trafik kontrolü. Trafik kurallarını uygulamaktan sorumlu polis şubesi. Trafik kontrol.

Traffic capacity : Trafik sığası. Trafik kapasitesi.

Traffic carried : Taşman trafik. Taşınan trafik.

Traffic block : Trafik sıkışıklığı.

İngilizce Trafficked Türkçe anlamı, Trafficked eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Trafficked ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pedlar : Çerçi. Seyyar satıcı. Lafçı. Boşboşçu. İşportacı. Dağıtıcı. Tablacı. Dedikoducu. Gezginci.

 

Chaffery : Alıp satma. Atım satım.

Vendor : Kendisinden mal satınalınan kişi. Müteahhit. Bir nesneyi satan ya da adına satış yapılan kişi. Satıcı. Sağlayıcı. Satış makinesi. Bir firma tarafından üretilen yemi satan veya dağıtan ruhsat sahibi özel veya tüzel kişi. Tedarikçi. Bayi. Bilgisayar, iktisat, ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır.

Fruiterer : Meyveci. Manav. Meyve satıcısı.

Commuted : Hafifletmek. Takas etmek. Evle iş arasını trenle gidip gelmek. Değiştirmek. Çevirmek.

Deal with : Muhatap olmak. Halletmek. Alıp satmak. -e değinmek. Gerekeni yapıp üstesinden gelmek. Ticaretini yapmak. İle ilgilenmek. Baş etmek. İlgili olmak. Ticaret yapmak.

Take a journey : Yolculuk yapmak.

Deal in : Meşgul olmak. Alıp satmak. Ticaretini yapmak.

Coastings : Yavaşlatma. Kabotaj. Kızakla kayma. Kıyı seyri. Yokuş aşağı koyverme. Taşıtın motoru vites kutusundan ayrılmış durumda iken sürülmesi.

Trafficked synonyms : underseller, make a voyage, changes, excambion, the trade, journey, ride in, trade, jobbed, bargains, flower girl, bargained, fared, ply, barter, commerces, traffic in, commerce, deals, navigation, travel by, cosmetician, dealt, pitchman, commutes, navigational, change, itinerate, tradings, bargain, peddler, excamb, businesses.