Undulates türkçesi Undulates nedir

  • Dalgalı seyir gösteren.
  • Dalgalı.
  • İnip çıkmak.
  • Kıvrılıp bükülmek.
  • İnişli çıkışlı olmak.
  • Dalgalanarak gitmek.
  • Dalgalandırmak.
  • Kıvrılıp bükülerek gitmek.
  • Dalgalanmak.
  • Ondüle yapmak.

Undulates ingilizcede ne demek, Undulates nerede nasıl kullanılır?

Cause to undulate : Dalgalandırmak.

Undulate : Dalgalanmak. Dalgalı seyir gösteren. Dalgalı. Ondüle yapmak. Dalgalandırmak. Dalgalanarak gitmek. İnip çıkmak. Kıvrılıp bükülmek. Kıvrılıp bükülerek gitmek. Dalgalanmak ya da dalgalı görünümde olmak.

Undulated tin plate : Dalgalı veya oluklu şekilde bükülmüş metal plaka. Dalgalı metal plaka.

Undulating : İnişli çıkışlı. Dalgalı. Dalgalanan.

Undulation : Dalgalanma. Kıvrım. Titreşim. Dalga. Ondülasyon. Dalgalı oluş. Dalga devinimi. Dalgalı biçim. Salınım.

Undulatory : Dalga gibi. Dalgalanan. Dalgalı bir şekil veya görünümde olan. Dalga biçiminde. Dalgalı. Dalgalı hareket. Dalgamsı. İnip çıkan. Dalga dalga ilerleyen.

Undulant fever : Ondülan ateş. İnişli çıkışlı ateş. Malta humması. Dalgalanan ateş.

Undulations : Dalgalı biçim. Dalgalı oluş. Salınım. Kıvrım. Ondülasyon. Dalga devinimi. Titreşim. Dalgalanma. Dalga.

Unduly : Çok. Gereksiz olarak. Aşırı derecede. Boş yere. Yersiz olarak. Aşırı. Gereğinden çok. Gereğinden fazla. Haksız yere. Gereksiz yere.

 

Undulation in veins : Venalarda ondulasyon. Göğüs giriş bölgesinde solunumla aynı zamanda vena jugularis’in hacminin ritmik olarak artması veya azalması.

İngilizce Undulates Türkçe anlamı, Undulates eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Undulates ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Hoofed : Toynaklı.

Crisped : Kırışmak. Buruşmak. Gevrekleşmek. Çıtır çıtır. Kıvrılmak. Gevretmek. Gevrekleştirmek. Hışırdatmak. Kıvırmak.

Blows : Büyütmek. Blow (üflemek). Tomurcuk açmak. Nefes vermek. Çıkmak. Patlamak. Patlatmak. Şişirmek. Bitmek.

Seesawing : Tereddüd etmek. Aşağı yukarı oynatılma. Gidip gelmek. Kararsız olmak. İleri geri hareket etme. Tahterevalliye binmek. Kah öyle kah böyle olmak.

Billows : Dalgalar halinde yükselmek. Dalga dalga kabarmak. Çok duman çıkarmak. Kabarmak. Şişirmek (yelkeni). Rüzgarla şişmek. Buram buram çıkmak (duman).

Solid hoofed : Toynaklı. Sert tırnaklı.

Flourished : Yıldızı parlamak. Süslemek. Savurmak. Gelişmek. İlerlemek. Sağlıklı olmak. Sallamak. Güzelleşmek. Sergilemek.

Choppier : Tutarsız. Değişken. (rüzgar) değişken. (deniz) çırpıntılı. Çırpıntılı. Değişen. İstikrarsız. Durmadan yön değiştiren. Yön değiştiren (rüzgar).

Flourishes : Sergilemek. Sallamak. Fanfar çalmak. Abartılı jestler yapmak. Savurmak. Sağlıklı olmak. Savrulmak. Yıldızı parlamak. Zenginleşmek.

Undulates synonyms : ungulated, hooved, cause to undulate, billow, floated, corrugating, ruffle, fold, flux, riffle, choppy, fold up, cockle, seesaw, fluctuate, seesawed, alternans, crimpiest, flown, crimps, crinkliest, alternating, crinkled, crisp, agitate, agitates, choppiest, floats, fluctuated, corrugates, turn up, crimpier, float.

 

Undulates zıt anlamlı kelimeler, Undulates kelime anlamı

Unfold : Açmak (katlanmış bir şeyi). Sermek. Gelişmek (öykü). Açmak. (katlanmış bir seyi) açmak. Gözler önüne serilmek. Göz önüne serilmek. (katlanmış bir şeyi) açmak. Gelişmek. Ortaya çıkarmak.

Unguiculate : Tırnaklı. Bir ya da daha fazla tıranğı veya pençesi olan. Tırnağa benzeyen. Pençeli. Pençeye benzeyen.