Vantage point türkçesi Vantage point nedir

  • Geniş görüş sağlayan nokta.
  • Bakış açısı.
  • Avantajlı yer.
  • Stratejik nokta.
  • Gözetleme için uygun olan yer.

Vantage point ingilizcede ne demek, Vantage point nerede nasıl kullanılır?

Vantage : Üstünlük. Avantajlı durum. Bakış noktası. Seyretme yeri. Avantaj.

Point : Ferma yapmak (av köpeği). Punto. İşaret etmek. Topun kurallara uygun olarak geri çevrilememesi ya da başlama atışının kullanılmaması sonucu tarafların kazancını ya da yitirimini belirleyen birim. Nokta. Uç vermek. Bitirmek. Doğrultmak (silah). Uç. Puan.

Vantage ground : Avantajlı yer.

Vantages : Seyretme yeri. Avantaj. Avantajlı durum. Bakış noktası. Üstünlük.

A case in point : Tipik bir örnek. Bir durumu en iyi biçimde anlatan örnek. Söz konusu edilen şeyin bir örneği. İbret verici. İbret.

About microsoft powerpoint : Microsoft powerpoint hakkında.

İngilizce Vantage point Türkçe anlamı, Vantage point eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Vantage point ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Stances : Duruş. Görüş. Hal. Vaziyet. Bazı oyunlarda vücudun duruşu. Tutum. Duruş (biçimi). Durum.

Viewpoint : Bakış noktası. Bakım. Görüş. Manzara noktası. Nokta-i nazar. Görüş noktası. Telakki. Görüş açısı.

 

Contention : Çekişme. Görüş. Tartışma konusu. Rekabet. Kavga. Münakaşa. Müsabaka. Uyuşamama.

Angle : Kıvırmak. Köşe yapmak. Saptırmak. Korniyer. Açı yapmak. Çarpıtmak. Açı vermek. Açı. Oltayla balık avlamak.

Stance : Durum. Duruş (biçimi). Duruş. Vaziyet. Görüş. Hal. Bazı oyunlarda vücudun duruşu. Tutum.

Point of view : Açı. Görüş noktası. Görüş. Görüş açısı. Bakım. Cihet. Noktainazar.

Feeling : Hassas. Duygulu. Hassasiyet. Duygu. Sezgi. Bilinç. Şefkat. Görüş. Dokunma. Duyu.

Attitude : Tutum. Yargı. Dansçının gövdesini tek bacağı üzerine durdururken, öbür bacağını doksan derecelik bir açıyla kaldırması ve dizden bükerek geriye getirmesi. Tüm gövdenin uyumlu bir biçimdeki duruşu. dansçının bir bacağı üzerinde dururken, öteki bacağını doksan derecelik açıyla kaldırarak ve dizden bükerek arkaya götürmesi. çeşitli biçimleri vardır. Uyumlu duruş. Düşünce. Görüş. Oyunculukta bir karakterin ya da tipin yetişmesini, özelliklerini, kültürel çevresini ve konumunu belirleyen görünüş. tavır yalnızca hareketlerle değil, konuşmayla da ortaya çıkar. Fikir. Bireyin insanlar, olaylar ve cansız varlıklar karşısında takındığı davranış biçimi.

Vantage point synonyms : vantage ground, commanding point, outlook, standpoints, perspective, standpoint, line of vision, line of sight, outlooks.