Waterfalls türkçesi Waterfalls nedir

Waterfalls ile ilgili cümleler

English: Are there waterfalls in your country?
Turkish: Ülkenizde şelâleler var mı?

Waterfalls ingilizcede ne demek, Waterfalls nerede nasıl kullanılır?

Tanur waterfall : Metulla (israil) yakınlarındaki aion nehri üzerinde bulunan şelale. Tanur şelalesi.

Waterfall : Akarsuların yataklarındaki eğim kesikliklerinde oluşan doğal su düşüşü, bk. büyük çağlayan. Danışman. Şelale. Çavlan. Çağlayan.

Waterfight : Su savaşı. Oyuncularının su tabancaları kullanarak birbirine su fışkırttıkları oyun.

Waterfog : Sulu sis. Nemli sis.

Waterfowl : Sukuşu. Su kuşu.

Waterfronts : Su kenarında arsa. Sahil yapıları. Liman bölgesi. Denize yakın arsa.

Waterfront : Kentin su kıyısında olan kısmı. Dere kenarı. Liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge. Yalıboyu. Su kenarında arsa. Irmak kenarı. Kıyı. Su kenarı. Sahil arsası. Yalı.

Waterfowls : Su kuşu. Su kuşları.

İngilizce Waterfalls Türkçe anlamı, Waterfalls eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Waterfalls ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Babbler : Çalçene. Geveze. Dedikoducu. Geveze kimse. Boşboğaz (argo terim). Ötleğen (argo terim). Çenesi düşük. Çenesi kuvvetli. Boşboğaz. Lafebesi.

 

Falls : Çaylan. Çağlayan gibi dökülen su. Meteorit düşmeler.

Waterfall : Çavlan. Akarsuların yataklarındaki eğim kesikliklerinde oluşan doğal su düşüşü, bk. büyük çağlayan. Danışman.

Linn : Derin derecik. Küçük havuz. Gölcük. Kansas eyaletinde şehir. Wisconsin eyaletinde yerleşim yeri. Missouri eyaletinde şehir.

Water : Göz sulanmak. Su. Sulandırmak. Kimyasal formulü h2o olan, 4o c’de maksimum yoğunluğa ulaşan, sıvı, gaz veya buz olarak dünya yüzeyinin % 70,8’ini kaplayan bileşik. Islatmak. Yaşarmak. Kedi köpek vb'ne su vermek. H2o; yer yüzeyinin en büyük bölümünü oluşturan, kimyaca çok kalımlı, renksiz, kokusuz, tatsız sıvı. Harelemek.

Cascades : Basamaklandırmak. Çağlayarak dökülmek. Kademeli dizi. Dalga dalga döküm. Kademelendirmek. Çağlamak. Çağlayan gibi dökülmek. Katlanmak. Katlanarak veya dalga dalga artmak.

Cataract : Sel. Akarsu yataklarındaki eğim kesikliklerinde oluşan ve akımı ile geçirdiği su çok büyük nicelik taşıyan düşüş. Katarakt. Nehrin en akıntılı yeri. Taşkın. Aksu. Yüksekliği az olan. Perde.

Cataracts : Cavlan. Taşkın. Aksu. Yüksekliği az olan. Sel. Katarakt. Çavlan. Perde. Büyük çağlayan.

Chute : Üst kattan alt kata inen. Kayılan yer. Oluk. Küçük çağlayan. Paraşüt. Çöp atılan baca. Kızak. Şut.

Gurgling : Çağlayarak akma. Lıkırdamak. Ağulamak. Çağlamak. Şırıldamak.

Waterfalls synonyms : body of water, chutes, river, cascade, overfall.