Ürkü nedir, Ürkü ne demek

Yerel Türkçe anlamı:

Çekingenlik: Bu çocuk korku, ürkü tanımaz.

Çekingenlik.

Sosyoloji'deki anlamı:

Bir çekince karşısında kalan bireylerin ya da kalabalıkların her türlü denetimin dışında davranmalarının yol açtığı karışıklık.

Diğer sözlük anlamları:

Korku, heyecan.

Belâ, musibet, kargaşalık, panik.

İngilizce'de Ürkü ne demek? Ürkü ingilizcesi nedir?:

panic

Ürkü anlamı, kısaca tanımı:

Ürkülü : Ürkü veren.

Ürkünç : Ürkme, çekinme duygusu veren.

Ürküntü : Ürkme duygusu, tevahhuş.

Ürküntü vermek : Ürkütmek.

Ürküntülü : Ürküntü veren.

Ürküntüsüz : Ürküntü vermeyen.

Ürküş : Ürkme işi.

Ürküsüz : Ürkü vermeyen.

Ürkütme : Ürkütmek işi.

Ürkütmek : Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek. Kuşkulandırmak. Korkutup kaçırmak. Korkutmak. Ürküntü vermek.

Ürkütülüş : Ürkütülme işi.

Aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek : Sağladığı yarar, verdiği zararı karşılamamak.

Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek : Yol açtığı zarar, yaptığı iyilikten büyük olmak.

Fincancı katırlarını ürkütmek : Zararı dokunabilecek bir kimsenin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunmak.

Yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek : Yol açtığı zarar, yaptığı iyilikten büyük olmak.

 

Toplu : Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Vücutça dolgun. Bir arada, bütün, kombine. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Topu olan.

Ortak : Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar, partner. Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek. Kuma.

Korku : Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu. Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü. Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara.

Panik : Ani dehşet duygusu, büyük korku, ürkü.

Ürkülemek : Yavaşça sallamak

Ürkülük : Tehlike, kendisinden korkulan şey, fitne, karışıklık, iğtişaş.

Ürkün : Köşe başı, dönemeç. 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Korku, çekingenlik.

Ürkün taşı : Köşe taşı. Dam kenarına sıralanan korkuluk taşı.

Ürkünçlük : Ürkünç olma durumu. İlgili cümle: "“E. Zola toplumsal ürkünçlüğü sağlık bozukluğuna dönüştürmekte kendine usta tanımamış bir romancı besbelli...”" S. İleri.

Ürkündülük : Panik.

Ürkünmek : Alay etmek, ağız eğmek.

Ürküntü vermek : ürkütmek. İlgili cümle: "“Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor”" Y. K. Beyatlı.

Ürkürük : Ürkek (insan, hayvan için).

Ürküt : Afyon şehri, Karadirek bucağına bağlı bir bölge. Ağrı şehri, Sarısu nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

 

Ürkü ile ilgili Cümleler

  • Ürkütücü bir sessizlik vardı.
  • Gürültü Tom'u ürküttü.
  • At ürküp fırladı.
  • Ali beni ürkütüyor.
  • Ürkütücü karga çalıdan korkuyor.
  • Attığın taş, ürküttüğün kuşa değmez.
  • Burası biraz ürkütücü.
  • Karşı karşıya olduğumuz örgütün gücünü anlamak açısından bu bile tek başına ne kadar ürkütücü!
  • Bu ürkütücü bir melodi.

Diğer dillerde Ürkü anlamı nedir?

İngilizce'de Ürkü ne demek? : panic panik

Fransızca'da Ürkü : phobie [la]

Almanca'da Ürkü : n. Panik

Rusça'da Ürkü : n. паника (F)