Üzmek nedir, Üzmek ne demek

  • Üzüntü vermek
  • Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak.

"Üzmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım." - S. F. Abasıyanık
  • "Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu." - Halikarnas Balıkçısı

Yerel Türkçe anlamı:

Deri ve benzeri soymak.

Kopacak duruma getirmek.

Koparmak.

Koparmak, ayırmak.

Yüzmek.

Suda yüzmek.

Diğer sözlük anlamları:

Koparmak, kırmak, kesmek, bozmak, ayırmak, uzaklaştırmak.

Yüzmek.

Üzmek kısaca anlamı, tanımı:

Üzme : Üzmek işi.

Umudu üzmek : Umudu kesmek.

Üzüntü : Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür.

Vermek : Herhangi bir duruma yol açmak. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Doğurmak. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Ayırmak, harcamak. Kazandırmak, katmak. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Dayamak. Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Sahip olmasını sağlamak. Cinsel yönden kendisini kullandırmak. Herhangi bir şey ortaya çıkarmak, oluşturmak. Ödemek. Ondan bilmek, atfetmek. Bırakmak veya bağışlamak. Yaymak. Tespit etmek. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Kök veya gövdeleri sonuna -ı (-i, -u, -ü) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek tezlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Satmak. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek.

 

Çekerek : Yozgat iline bağlı ilçelerden biri.

Gevşetmek : Sertlik ve gerginliğini bozmak. Rahatlatmak, sakinleştirmek.

Aşındırmak : Bir yere çok gidip gelmek. Aşınmasına yol açmak. Cisimlerin aşınmasına yol açmak.

Üzüntü vermek : Tedirginlik yaratmak, sıkıntı ve huzursuzluğa yol açmak.

Üzmek ile ilgili Cümleler

  • Onu üzmek istemedim.
  • Tom'u üzmek istemedim.
  • Seni üzmek istemiyorum.
  • Seni üzmek için ne dedim?
  • Ben sadece seni üzmek istemedim.
  • Onları üzmek istemedim.
  • Yapmak istediğim son şey Tom'u üzmek.

Diğer dillerde Üzmek anlamı nedir?

İngilizce'de Üzmek ne demek? : v. affect, afflict, aggrieve, agitate, break up, cast down, chagrin, deject, desolate, disgruntle, distress, fret, grieve, grind, grind down, harrow, hatchel, hit, lacerate, mope, pain, pother, put out, sadden, shake, spite, trouble, vex, worry

Fransızca'da Üzmek : affecter, affliger, attrister, fâcher, chagriner, chiffoner, navrer, oppresser, peiner, tourmenter, travailler, vexer

Almanca'da Üzmek : v. bedrücken, betrüben, dauern, grämen, jucken, kränken, nagen, schmerzen, vergrämen

Rusça'da Üzmek : v. огорчать, расстраивать, тревожить, мучить, заботить, терзать, угнетать, тяготить, изнашивать, огорчить, расстроить, встревожить, замучить, измучить, истерзать, износить