Accounting price türkçesi Accounting price nedir

  • Bir mal, üretim faktörü ya da dövizin gerçek toplumsal değeri veya fırsat maliyeti olarak olarak hesaplanan ve genellikle piyasa fiyatından farklı olan fiyatı.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Gölge fiyat.
  • Muhasebe fiyatı.

Accounting price ingilizcede ne demek, Accounting price nerede nasıl kullanılır?

Accounting : Muhasebe. Sayışmanlık el betiği. Hesap verme. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Sayma. Hesap vererek. İşletmelerin iktisadi etkinlikleri sonucu ortaya çıkan, varlıkları ve yükümlülükleri üzerinde değişme yaratan mali nitelikli işlemlere ilişkin bilgileri kaydetme, sınıflandırma, özetleme, çözümleme ve yorumlama ilke ve yöntemleri. Mahsup. Hesap tutma. Sayışım kural ve yöntemlerini özet olarak kapsayan yol gösterici.

Price : Fiyatını belirlemek. Fiyat koymak. Değer biçmek. Bir mal ya da işin para ile olan değişim değeri. paranın mal birimini kapsayan eder. Bir birim mal, hizmet ya da üretim faktörü ile satın alınabilecek para miktarı, diğer bir deyişle bir birim mal, hizmet ya da üretim faktörünün parasal değeri. Bedel. Fiyat. Değer. Karşılık. Fiyatlandırmak.

Accounting books : Hesap defterleri. Mali işlemlerin kaydedildiği kitaplar. Muhasebe defterleri. Mali kayıtlar.

Accounting control : Muhasebe işlemlerinin doğruluğunu sağlayan kurallar. Sayışımın düzeni ve doğruluğunu denetlemek amacıyla sayışmanlıkça yapılan denetim. İç kontrol. Hesap denetimi. Sayışmanlık denetimi. Hesap kontrolü. Muhasebe denetimi. Muhasebe kontrolü. Ayrıntılı hesapların içinde toplandığı grupların belirli tarihlerdeki toplamlarının denetlenmesi.

 

Accounting cost : Harcanmış olan paranın toplamı. Muhasebe maliyet. Muhasebe maliyeti. (ekonomi) bir şirketin muhasebe kayıtlarında kayıtlı olan imalat masrafları.

Accounting cycle : Bilanço açılışından kapanışına kadarki işlemlerin tümü. Sayışma yazılımlarında bir paranın kasadan mal sayışımına ve buradan alacaklılara ve sonuç olarak kasa sayışımına geçmesi için gereken süre. Muhasebe çevrimi. Muhasebe dönüşümü. Sayışma dönemi.

İngilizce Accounting price Türkçe anlamı, Accounting price eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Accounting price ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A shift in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

 

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

Shadow price : Gölge fiyatı.

Abolition of forced labour convention : Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi. Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Accounting price synonyms : abnormal budget, a change in demand, abnormal budget expenditures, a shift in supply, a change in supply, a shift in demand, abnormal budget receipts.