Adalamak nedir, Adalamak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Münakaşa etmek, tartışmak.

Bir yerin etrafı yağmur sulariyle dolarak ada haline gelmek.

Adalamak anlamı, kısaca tanımı

Adal : Erkek dana. “Adın yayılsın, ün kazan” anlamında bir isim

Adala : Manisa ilinde, Adala nahiyesine bağlı bir yer.

Tartışmak : Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak. Güreşte karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak rakibin zayıf yanlarını aramak. Karşılıklı ağır sözler söyleyerek çekişmek, münakaşa etmek.

Münakaşa : Tartışma.

Tartışma : Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma. Karşılıklı ağır sözler söyleyerek yapılmış olan çekişme, atışma, ağız dalaşı, dil dalaşı, dil kavgası, ağız kavgası, münakaşa. Bir sorun üzerine sözle veya yazılı olarak karşılıklı, bazen de sertçe savunma.

Tartış : Tartma işi.

Yağmur : Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet. Çokluk, bolluk. Çok ve sık düşen, gelen şey.

Gelmek : Ulaşmak, varmak. Kazanılmak, sağlanılmak. Akmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Dayanmak, tahammül etmek. İsabet etmek. Ortaya çıkmak, doğmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Kadar olmak. İzlemek, takip etmek. Katılmak, eklenmek. Oturmaya, ziyarete gitmek. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Mal olmak. Belli bir süre dolmak. Biriyle birlikte gitmek. Uymak. Getirmek. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Başlamak, ortaya çıkmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Türemek. Belli bir zamana ulaşmak. Görünmek, sanılmak. Düşmek, rast gelmek. Çıkmak, yönelmek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Uygun düşmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Olmak, -e uğramak. Sonuç çıkmak.

 

Tartı : Ağırlık. Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. Oran, ölçü, karar. Tartma aleti, çeki.

Dolar : Amerika Birleşik Devletleri, Kanada vb. devletlerin para birimi.

Etraf : Yanlar, taraflar. Çevre. Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit.

Etmek : Bir işi yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Demek, söylemek. Eşit değer kazanmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Küçük ya da büyük abdestini yapmak. Bulmak, erişmek. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak.

 

Gelme : Gelmek işi. Gelmiş olan. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Yetişme.

Hali : Boş, ıssız, tenha. Halı. Ahali.

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Etme : Etmek işi.

Tart : Kovma, çıkarma. Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Ada : Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.

Diğer dillerde Adal koyunu anlamı nedir?

İngilizce'de Adal koyunu ne demek ? : adal sheep