Etraf nedir, Etraf ne demek

Etraf; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

  • Yanlar, taraflar.
  • Çevre.
  • Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit

"Etraf" ile ilgili cümle

  • "Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte." - S. Ayverdi
  • "Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı." - A. Gündüz
  • "Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler." - P. Safa

Yerel Türkçe anlamı:

Çevre

Etraf

Biyoloji'deki anlamı:

Kanat, kol ya da bacaklar.

Zooloji alanındaki anlamı:

Ön ve ard bacaklar; kanat, kol ya da bacaklar.

İngilizce'de Etraf ne demek? Etraf ingilizcesi nedir?:

limb

Etraf tanımı, anlamı:

Etrafı boş bulmak : Kendisini engelleyecek kimse olmamak.

Etrafında dört dönmek : İsteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak.

Etrafını almak : Çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak.

Etraflı : Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı. Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı bir biçimde.

Etraflıca : Derinlemesine, ayrıntılı olarak, etraflı.

Taraf : Yöre, yer. Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Yön, yan, doğrultu.

Çevre : Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü.

 

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Sürek : Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü. Süren, devam eden zaman. Hızlı süren, hızlı giden.

İlişki : Bağlantı, temas. İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas.

Yakın : Benzeyen, andıran, yaklaşan. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Uzak olmadan. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan. Uzak olmayan yer. Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı. Aralarında sıkı ilgi bulunan.

Muhit : Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre. Çevre, yöre, etraf.

Etraf iskeleti : Kalça, kol ve bacak iskeleti.

Etrafında dört dönmek : isteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak.

Etrafleyn : Çepçevre.

Etraf ile ilgili Cümleler

  • Etrafa bakınacağım.
  • Etrafa bakmaya gidelim.
  • Satürn'ün etrafındaki halkalar toz ve buzdan oluşurlar.
  • Biz kilisenin etrafındaki bütün çimenleri ve yabani otları kestik.
  • Tom'un etrafında bir kadın topluluğu var.
  • Etraf inzibat kaynıyor.
  • Etraf çok sakindi.
  • Uzay sondaları tarafından çekilen resimler, Jüpiter'in etrafındaki ince halkaları gösterdi.
  • Evin bütün etrafında pek çok ilginç şey var.
  • Etrafa bakındım fakat kimseyi göremedim.
  • Ali adanın etrafında yürüdü.
  • Etrafa baktım.
  • Etrafa bakalım ve parkta birilerinin olup olmadığını görelim.
  • Bazen etrafımdaki insanlar üzerinde bir yük gibi hissediyorum.
 

Diğer dillerde Etraf anlamı nedir?

İngilizce'de Etraf ne demek? : n. environment, surroundings, adjacencies, vicinity, circle, purlieus, ambit, environs, vicinage

Fransızca'da Etraf : côtes, contrées, environs, entourage [le]

Almanca'da Etraf : die Gegend, die Umgebung

Rusça'da Etraf : n. сторона: стороны (PL), окраина (F), окружение (N)

adv. вокруг