Advise on türkçesi Advise on nedir

  • Öğütte bulunmak.
  • Tembih etmek.
  • Öğütlemek.
  • Öğüt vermek.
  • Nasihat çekmek.

Advise on ingilizcede ne demek, Advise on nerede nasıl kullanılır?

Advise : Akıl vermek. Bilgilendirmek. Bildirmek. Öğüt vermek. Uyarmak. Nasihat etmek. Öğütlemek. Tavsiye etmek. Fikir vermek. Tavsiyede bulunmak.

On : Hazır. Devrede. Esnasında. Olmakta olan. Yönünde. Giyilmiş. Makbul. Üzerinde. Üstünde. Açık.

Advise against : Uyarmak. Karşı uyarmak. Karşı ikaz etmek.

Advise somebody of something : Uyarmak.

Advise with : Akıl sormak. Danışmak.

Advised : Tavsiye edilmiş. Düşünceli. İyice düşünülmüş. Tavsiye edilen. Tedbirli.

İngilizce Advise on Türkçe anlamı, Advise on eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Advise on ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Counsels : Nasihat etmek. Maksat. Nasihat vermek. Önermek. Salık vermek. Tavsiye. Akıl vermek. Tavsiye etmek.

Recommends : İyi izlenim bırakmak. Akıl vermek. Tavsiye vermek. Salık vermek. Beğendirmek. Önermek. Tavsiye etmek.

Exhort : Yüreklendirmek. Hararetle öğütlemek. Cesaret vermek. Teşvik etmek. Uyarmak. Hareretle öğütlemek. Tavsiye etmek.

Counselled : Nasihat etmek. Akıl vermek.

Advising : Tavsiye etmek. Tavsiye eden. Haber vermek. Tavsiye edici. Akıl vermek. Nasihat etmek. Bildirmek. Fikir vermek. Uyarmak.

 

Caution : Yürüyüş yarışlarında, yerle aralıksız dokunma kuralından uzaklaşan yürüyüşçüye, yargıcının bir kez olmak üzere ak bayrak kaldırarak yaptığı uyarı. Dikkat. İkaz etmek. Uyarmak. İhtar etmek. Olası sakınca ya da kaçınılar karşısında önlem alma yeteneği. Dikkatini çekmek. İhtar vermek. Tembihlemek. Uyarı.

Exhorted : Tavsiye etmek. Teşvik edilmiş. Akıl verilmiş. Cesaretlendirilmiş. Yüreklendirmek. Uyarılmış. Öğütlenmiş. Nasihat verilmiş.

Preach : Tavsiye etmek. Vaaz çekmek. Vaaz etmek. Vaaz. Vaazetmek. Telkin etmek. Vaaz vermek.

Counsel : Nasihat vermek. Salık vermek. Nasihat etmek. Akıl vermek. Tavsiye. Maksat. Öneri. Önermek. Tavsiye etmek.

Admonish : İhtar etmek. İhtar vermek. Nasihat etmek. Azarlamak. Nasihat vermek. Kulağını bükmek. Uyarmak. Hafiçe azarlamak. Kulağını çekmek.

Advise on synonyms : cautions, exhorts, exhorting, enjoins, recommended, enjoin, admonishes, advise, recommending, preached, cautioned, enjoin to, preaches, admonished, warned, counseled, warn, admonishing, be a father to, advises, recommend, cautioning.