Advisor türkçesi Advisor nedir

Advisor ile ilgili cümleler

English: Ali spoke to a career advisor.
Turkish: Ali bir kariyer danışmanıyla konuştu.

English: Could you remind me to call my academic advisor at 9:00 p.m. tomorrow?
Turkish: Yarın 9.00'da akademik danışmanımı aramamı hatırlatabilir misin?

English: The company engaged him as an advisor.
Turkish: Şirket onu bir danışman olarak işe aldı.

Advisor ingilizcede ne demek, Advisor nerede nasıl kullanılır?

Advisor to the prime minister : Uman olduğu alanlarda başbakana tavsiye veren kişi. Başbakan danışmanı.

Legal advisor to the government : Hükümetin hukuk danışmanı. Hükümet adına genel takibat başkanı olan avukat. Hükümet avukatı.

Financial advisor : Mali müşavir. Bir işyerine bağlı olmaksızın mali müşavirlik yapan gerçek kişi. Mali danışman. Serbest muhasebeci mali müşavir.

Key advisor : Baş danışman. Başdanışman.

Legal advisor : Hukuk danışmanı. Adli müşavir. Hukuk müşaviri.

Advisory committee : Danışma kurulu. İstişare komisyonu. İstişari komite. Danışma komitesi. Tavsiye komitesi.

National security advisor : Ulusal güvenlik danışmanı. Güvenlikle alakalı konularda ulusal hükümete başdanışman olarak hizmet eden kimse.

 

Literary advisor : Oyun sanatını ve uygulayımını bilen kimse. başlangıçta oyun yazarı ve oyun yöneticisi için kullanılmıştır. bugünkü anlamı ile tiyatronun bilim ve sanat danışmanı. oyun sanatı uzmanının görevleri çeşitlidir : çalıştığı tiyatro için seyirciyi, tiyatronun uygulayım olanaklarını ve sanatçı kadrosunu dikkate alarak oyun seçmek ve önermek, 2-gönderilen yapıtlar üzerinde, gerektiğinde yazarı ile çalışmalar yapmak, yeni oyun yazarları bulmak, 4 -dünya tiyatrosundaki gelişmeleri izleyerek çalıştığı tiyatroya yol göstermek, 5 - kimi konularda yönetmene danışmanlık yapmak ve ön çalışmalar yaparak gerekli bilgi ve belgeyi sağlamak, 6 - seyirciler için yayınlanan tiyatro dergisini yönetmek, 7 - tiyatro belgeliğini ve kitaplığını kurmak, yönetmek, tiyatro için gerekli olan kitapları seçmek, 8 - çalıştığı tiyatronun olanakları varsa tiyatro ile ilgili çeşitli sanat etkinliklerini düzenlemek. Dramaturg. Dram yazarlığının tekniğini bilen uzman. ilk anlamı ile: oyun yazarı ve yönetici. sonra oyun uzmanı ve eleştirmeni. şimdiki anlamı ile: tiyatro yönetkesinin tiyatro bilim ve sanat danışmanı. başlıca görevleri şunlardır: dünya tiyatro merkezlerinde yeni sanat akımlarını gözlemek, buralarda ortaya sürülen yeni yapıtları incelemek ve oyun çizelgesine alınması gerekenleri ana dile çevirtmek. gönderilen yapıtlar arasından seçme yapmak, yapıtın sahneye aktarılışında edebi değerini korumak, repertuvar için öneri hazırlamak, eski yapıtları yeniden sahneye uygulamak seyirciler için, program dergisini yönetmek, böylelikle de tiyatro çalışmalarını yaymak ve tanıtmak, tiyatro konusunda araştırmalar yapmak tiyatro arşivini ve kütüphanesini düzenlemek ve yönetmek. aynı görevler, radyo ve televizyon dramaturgları için de söz konusudur. Oyun sanatı uzmanı.

 

Advisory capacity : Danışman sıfatı.

Us national security advisor : Abd ulusal güvenlik danışmanı.

İngilizce Advisor Türkçe anlamı, Advisor eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Advisor ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Business consultant : İşle alakalı konularda diğerlerine tavsiyeler veren kimse. İşletme danışmanı.

Homer : Yuvasına dönen güvercin. Louisiana eyaletinde yerleşim yeri. İllinois eyaletinde yerleşim yeri. Georgia eyaletinde yerleşim yeri. 9'uncu yüzyıl yunanistan'ında epik şair (ilyada ve odysseia yazarı olduğu düşünülür). Homing güdüm radyofarı. Homeros. Alaska eyaletinde şehir. New york eyaletinde yerleşim yeri.

Homers : Homing güdüm radyofarı. New york eyaletinde yerleşim yeri. Louisiana eyaletinde yerleşim yeri. Homeros. Georgia eyaletinde yerleşim yeri. İllinois eyaletinde yerleşim yeri. Nebraska eyaletinde yerleşim yeri. Alaska eyaletinde şehir.

Guiding : Esas. Kılavuzluk etme. Güdücü. Gütme. Kılavuzluk. Rehberlik. Ana. Temel. Yönetme.

Amicus curiae : Bazı konularda tavsiye etmesi için mahkeme tarafından davet edilen kişi. Uzman müşavir. İlgili olmayan müşavir. Dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup ta mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse. Müşahit taraf. Bilirkişi.

Leading : Yol gösterme. Önde olan. Kurşun kaplama. Kılavuzluk. İleri gelen. Yöneten. En önemli. Kurşun çerçeve. Başlıca. Önemli.

Guidings : Kılavuzluk. Ana. Temel. Yönetme. Kılavuzluk etme. Güdücü. Esas. Rehberlik. Gütme.

Marshaller : Kılavuz çizgisi.

Conductor : Konduktor. Orkestra yöneticisi. Şef (orkestra veya koro için). Isıl ya da elektriksel geçirgenliği olan nesne. Rehber. Müdür. Kılavuz. Koro şefi. Isı, elektrik gibi erke türlerini ileten ortam. Kondüktör.

Advisor synonyms : military advisor, fashion consultant, backroom boy, investment advisor, county agent, media guru, starets, military adviser, media consultant, investment adviser, agricultural agent, extension agent, advisers, qc, security consultant, councillor, advisors, consultants, mistresses, counselor, counsellors, counsellor, management consultant, pathfinders, marshaler, syndic, beauty consultant, directive, authority, counselors, asst, loadstar, beaconed.