Arbitrage türkçesi Arbitrage nedir

  • Arbitraj.
  • Hakem kararı.
  • Hakemlik.
  • Borsa karcılığı.
  • Türdeş iktisadi varlık fiyatlarının, piyasalar arasındaki farkından kazanç sağlamak amacıyla yapılan işlem.
  • Arbitraj yaptırmak.
  • Tarafsız bir ya da birkaç kişinin anlaşmazlıkları yargıcı yoluyla çözümlemesi.
  • Tahkim.
  • Ara kazanç.
  • Döviz arbitrajı.
  • Güçlendirme.
  • Taşınır değerleri bir borsadan alıp ötekine satma. birim değeri çoğalımlarından yararlanma. bir borsa ya da satakdan satın alınan tecimsel değer ya da malların başka bir satak ya da borsada satılmasıyla sağlanan kar.
  • Berkitme.
  • Arakazanç.
  • İki yabancı para birimi arasında değişim veya bozdurma işlemi.
  • İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır.
  • Arbitraj yapmak.

Arbitrage ingilizcede ne demek, Arbitrage nerede nasıl kullanılır?

Arbitrage stocks : Arbitraj hisseleri. İsrail şirketlerinin new york ve de tel aviv menkul kıymetler borsasında işlem gören hisseleri.

Commodity arbitrage : Mal arakazancı. Türdeş malların ucuza satıldığı ülkeden pahalı satıldığı ülkelere gitmesi sonucu ülke piyasalarında mal fiyatlarının eşitlenmesi süreci sırasında elde edilen kazanç.

Covered interest arbitrage : İki ülke ya da iki farklı para birimi arasında faiz oranı farklılıklarından yararlanmak amacıyla yapılan sermaye hareketlerinde vadeli döviz kuru piyasasında alım işlemi yapılarak döviz kuru riskinin ortadan kaldırılması durumunda elde edilen kazanç. krş. güvencesiz faiz arakazancı, takas 3. Güvenceli faiz arbitrajı. Güvenceli faiz arakazancı.

 

Covered interest rate arbitrage : İki ülke ya da iki farklı para birimi arasında faiz oranı farklılıklarından yararlanmak amacıyla yapılan sermaye hareketlerinde vadeli döviz kuru piyasasında alım işlemi yapılarak döviz kuru riskinin ortadan kaldırılması durumunda elde edilen kazanç. krş. güvencesiz faiz arakazancı, takas 3. Güvenceli faiz arakazancı.

Foreign exchange arbitrage : Döviz arakazancı. Döviz arbitrajı. Dövizin ucuz olduğu piyasadan satın alınıp pahalı olduğu piyasada satılarak, diğer bir deyişle kur farklarından yararlanarak elde edilen kazanç.

Uncovered interest arbitrage : Korumasız faiz arbitrajı. İki ülke ya da iki farklı para birimi arasında faiz oranı farklılıklarından yararlanmak amacıyla yapılan sermaye hareketlerinde kur riski üstlenilerek elde edilebilen faiz kazancı. krş. güvenceli faiz arakazancı. Güvencesiz faiz arakazancı.

Superior commission of arbitrage : Bir iş kolunda çıkan ve birden daha çok ilde bulunan işyerlerini kapsayan toplu iş uyuşmazlıklarında işin bırakılması ya da işten çıkarma olaylarının yasaklandığı durumlarda ve il yargıcı kurulunca belirtilen temellere karşı durmalarda uyuşmazlığı çözümlemekle görevli ve son yargıyı vermekle yetkili kurul. Yüksek yargıcı kurulu.

Three point arbitrage : İki ülke arasında, üçüncü bir ülke parası üzerinden yapılan döviz işlemlerinden sağlanan arakazanç. Dolaylı arakazanç.

 

Uncovered interest rate arbitrage : İki ülke ya da iki farklı para birimi arasında faiz oranı farklılıklarından yararlanmak amacıyla yapılan sermaye hareketlerinde kur riski üstlenilerek elde edilebilen faiz kazancı. krş. güvenceli faiz arakazancı. Güvencesiz faiz arakazancı.

Interest rate arbitrage : Faiz arakazancı. Sermayenin yüksek faiz oranlarının geçerli olduğu ülkeye gitmesi sonucu iki ülke arasındaki faiz-kur farklılıklarından sağlanan kazancın eşitlenme süreci sırasında elde edilen kazanç. krş. faiz değerdeşliği kuramı, faiz kur makası.

İngilizce Arbitrage Türkçe anlamı, Arbitrage eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Arbitrage ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Inurements : Kullanıma geçme. Ortama alıştırma. Geçerli olma. Uyum sağlama. Alışma. Kullanıma girme. Yürürlüğe girme.

Umpirage : Bir hakem veya yargıcının fonksiyonu. Bir hakemin kararı. Üst hakem.

Arbitral award : Tahkim kararı.

Authorisations : İzin. Resmi izin. Ruhsatname. Salahiyet. Ruhsat. Vekaletname. Yetki verme. Yetki. Rıza.

Consolidation : İktisat, madencilik, veterinerlik alanlarında kullanılır. Farklı hesapların birleştirilerek tek bir hesap haline getirilmesi. Toplulaştırma. Yerel yönetimlerin, özeksel yönetime, ona bağlı çeşitli kuruluşlara olan süresi dolmuş borçlarının uzunca bir süre için ertelenerek devletçe güvenceye bağlanması. bk. erteleyim. Konsolide etme. Konsolidasyon. Takviye. Sertleşme. Sağlamlaştırma.

Empowering : Bir şeyi yapabilme yetkisi verme. Vekaletname verme. Manevi ve fiziki olarak kuvvetlendirme. Kuvvetlendirme. Güç verme. İzin verme. Yetkilendirme. Salahiyet verme. Salahiyet tanıma.

Strengthening : Takviye etme. Yükseltme. Teyit. Takviye. Güçlendirici. Pekiştirme. Sağlamlaştırma.

Reinforcement : Kuvvetlendirıci parça. Kuvvetlendirme. İkmal. Takviye parçası. Ç. Toplum yaşamının bir gereği olarak bireylerden belli durumlarda beklenen tepkileri elde etmek üzere, öğrenilmiş bir davranışı ya da tepkiyi olumlu, olumsuz türlü yaptırımlarla güçlendirerek ilgili uyaranlar karşısında yinelenmesini sağlama. Eğitim, madencilik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Destek.

Inurement : Kullanıma girme. Kullanıma geçme. Yürürlüğe girme. Alışma. Uyum sağlama. Geçerli olma. Ortama alıştırma.

Recruitment : Takviye. İyileşme. Stok. Askerlik. Temin. Asker toplama. İşe alma. İşe alım. İyileştirme.

Arbitrage synonyms : risk arbitrage, fortification, arbitrement, justiceship, takeover arbitrage, arbitrament, strutting, arbitration of exchange, trade, authorisation, fortifying, investment, invigorations, arbitration award, invigoration, investing, commercial arbitration, arbitrations, afforcement, strengthing, retrofit, empowerment, merchandise, reinforcing, arbitrages, arbitration, arbitraments, foreign exchange, umpiring, foreign exchange arbitrage, stiffening.

Arbitrage ingilizce tanımı, definition of Arbitrage

Arbitrage kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Authoritative determination. Judgment by an arbiter.