Attainders türkçesi Attainders nedir

  • İdam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi.
  • Şerefsizlik.
  • Ayıp.
  • Mahkumiyet.
  • Yüz karası.
  • Vatandaşlık hakkını kaybetme.
  • Vatandaşlık haklarının yitirilmesi.
  • Manevi ölüm.

Attainders ingilizcede ne demek, Attainders nerede nasıl kullanılır?

Act of attainder : Muayyen bir şahsın ferdi hürriyetlerine tahdit koyma hakkı. Yetki kullanma. Performans. Bir suçluyu muhakemesiz olarak vatan hainliği veya ağır bir suçtan suçlu bulma ilkesi. Mahkum etme hareketi. Yapma süreci. Yapılmış olan hareket.

Bill of attainder : Bir suçluyu muhakemesiz olarak vatan hainliği veya ağır bir suçtan suçlu bulma ilkesi. Bir vatandaşı yargılama yapmadan mahkum eden yasama meclisi kanunu (abd anayasasına göre illegaldir). Meclis tarafından ağır bir suç dolayısıyla verilen ölüm cezası. Muayyen bir şahsın ferdi hürriyetlerine tahdit koyma hakkı.

Attainder : Mahkumiyet. Vatandaşlık hakkını kaybetme. Vatandaşlık haklarının yitirilmesi. İdam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi. Ayıp. Manevi ölüm. Yüz karası. Şerefsizlik.

Attain a result : Sonuç elde etmek.

Attain success : Başarı yakalamak.

Attainer : Başaran. Erişen. Ulaşan. Ulaşan kimse. Elde eden.

Attain to : Varmak. Yetişmek.

Attain : Varmak. Gelmek. Kazanmak. Ermek. Rastgelmek. Şerefine erişmek. Ulaşmak. Erişmek. Değmek. Elde etmek.

 

Attained : Erişmek. Elde etmek. Gelmek. Kazanılmış. Erişilmiş. Ulaşmak. Kazanmak. Ulaşılmış. Varmak.

Attainable : Varılabilir. Erişilebilir. Elde edilebilir. Ulaşılabilir. Kazanılabilir.

İngilizce Attainders Türkçe anlamı, Attainders eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Attainders ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Odium : İğrençlik. Nefret. Gizli düşmanlık. Yüzkarası.

Crime : Cinayet. Sabıka. Suç. Cürm. Hukuk, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir toplumda haksız sayılıp, yazılı-yazısız kurallarla yasaklanan ve yaptırımlara bağlanan davranış ve eylem. devletçe yasalarla tanımlanıp yaptırıma bağlanmış olan kurallara aykırı davranış. Cinayet romanı. Acımaya yol açacak kötü davranış. Cezalandırmak. Mantıksızca hareket.

Failing : Eksiklik. Yanılan. Olmazsa. Yokluğunda. Başarısızlık. Zaaf. Zayıf nokta. Hata. Eksilen.

Attainture : Ayıplama. İdam hükmü verilmesi üzerine medeni hukukun kaldırılması. Gözden düşme. Rezalet. Azarlama. Karar. Hüküm.

Condemnations : Kınama. İstimlak. Kamulaştırma. Suçlu çıkarma. Ayıplama. Kanunen el koyma. Mahkum etme. Kabahatli bulma. Suçlama.

Dishonourableness : Namussuzluk. Kepazelik.

Contempt : Hürmetsizlik. Mahkemeye itaatsizlik. Hor görme. İğrenme. İtaatsizlik. Teessüf. Aşağılama. Küçümseme. Kibir. Aşağısama.

Failings : Zayıflık. Hata. Eksilen. Kusur. Başarısızlık. Eksiklik. Yanılan. Zayıf nokta. Zaaf.

Blotches : Leke. Mürekkep lekesi. Deridedeki kırmızı nokta. Lekelemek. Kara leke. Kızarıklık. Lekelenmek. Deride oluşan leke. Fiske.

 

Ignominies : Namussuzluk. Umumi nefret. Düşüş. Alçaklık. Rezillik. Rezalet. Kepazelik.

Attainders synonyms : disgraceful, disreputation, attaints, fescennine, disgraces, condemnation, attaintment, caddishness, dishonorableness, dishonesties, disgrace, ignoble, discreditable, blotching, contempts, obloquies, improbity, attaint, disrespectfulness, obloquy, blotch, crimes, cancellation, dishonesty, civil death, conviction, sentence, disrepute, discredit, attainder, convictions, blameworthy, black sheep.