Ayıklamak nedir, Ayıklamak ne demek

  • Bir şeyin içinden, işe yaramayan, gereksiz veya istenmeyen taneleri ayırıp çıkarmak, temizlemek
  • Bir görevde gereksiz görülenleri işinden ayırmak.

"Ayıklamak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." - A. Gündüz

Yerel Türkçe anlamı:

Bir meseleyi incelemek.

Şaşmak, bilememek, şaşırmak, tereddüt etmek.

Soymak.

Bilişim alanındaki terim anlamı:

Öğeleri, belirlenmiş ölçütlere göre öbeklere ayırmak. Ayıklamak bir düzenlemeyi gerektirir ama zorunlu olarak bir sıralamayı gerektirmez; öbekler herhangi bir biçimde düzenlenebilir, bk. sıralamak.

İngilizce'de Ayıklamak ne demek? Ayıklamak ingilizcesi nedir?:

sort

Ayıklamak anlamı, kısaca tanımı:

Ayıkla pirincin taşını : Bir işin pek karışık ve içinden çıkılmaz durumda olduğunu anlatmak için kullanılan bir söz.

Ayıklama : Ayıklamak işi.

Yarama : Yaramak işi.

Gereksiz : Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz. Boş yere.

İstenme : İstenmek işi.

Tane : Çekirdekli küçük meyve. Herhangi bir sayıda olan şey, adet. Bazı bitkilerin tohumu.

Çıkarmak : Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Bulmak, ortaya koymak. Göstermek. Gidermek. Sonunu getirmek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. Yayımlamak. Resim yapmak. Sunmak. Yapmak, üretmek. Hatırlamak. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Sağlamak, elde etmek. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Boşaltmak. Yollamak, göndermek. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Fotoğraf çektirmek. Söylemek.

 

Temizlemek : Bitirmek, tüketmek. Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak. Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak. Arıtmak. Bir yaranın, bir dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek. Öldürmek, yok etmek.

Görev : Bir organ veya hücrenin yaptığı iş. Resmî iş, vazife. Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. İşlev. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş.

Bir : Sayıların ilki. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Aynı, benzer. Ancak, yalnız. Bir kez. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayı kadar olan. Beraber. Sadece. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Tek.

Ayırmak : Bir yeri bir engelle bölmek. Bir şey veya yeri, bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, tahsis etmek. Seçmek. İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak. Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek. Bölmek. Farklı davranmak, fark gözetmek. Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak. Birbirinden uzaklaştırmak.

 

Diğer dillerde Ayıklamak anlamı nedir?

İngilizce'de Ayıklamak ne demek? : v. select, pick, comb out, weed out, clean out, grub up, pick over, sort, sort out, weed up, winnow

Fransızca'da Ayıklamak : éplucher, curer, décortiquer, nettoyer, parer

Almanca'da Ayıklamak : v. ablesen, absuchen, ausjäten, ausmustern, auspflücken, auszupfen, verlesen

Rusça'da Ayıklamak : v. выпалывать, полоть, пропалывать, перебирать, прополоть, перебрать