Bayağdan nedir, Bayağdan ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Her zaman, çoktan beri, şimdiye kadar.

[Bakınız: bayadan].

[Bakınız: bayak].

Demin, az önce, şimdi.

Baştan, önceden.

Bayağdan tanımı, anlamı

Baya : Direnme, inat için kullanılır: Baya gimecen sana ne?. Gerçekten, doğru. Belki: Baya kamyon gelmecek. Epey, uzunca. Bayağı, her zamanki gibi. Epeyce, çok fazla. Bilinen. Hakikaten, gerçekten, ciddi olarak: Bayâ bu hadise böyle mi oldu?. Muhakkak, mutlaka: Ben bu işi bayâ yapacağım. Her zamanki gibi olan, bayağı, hiçbir özelliği bulunmayan:-Bu işi nasıl yaptın?-Bayâ. Hemen hemen: Ali okumayı bayâ öğrenmiş be!. İnadına: Dışarı bayâ gidicen var var mı dicen?. Epeyce, bir hayli, oldukça: Biz otururken bayâ vakit geçti. Fazla, çokça: Bu yıl hayvanlarıma yetecek bayâ samanım var. Hemen hemen. Bayağı. [Bakınız: bayak]

Bayağ : Demin, az önce, şimdi.

Her zaman : Ara vermeden, sürekli, daima, sık sık.

Bayadan : Her zaman, çoktan beri, şimdiye kadar: Bayadan bu rahatı bulduğun mu vardı sanki?. Çok evvel, eskiden: Bayadan burası çok kalabalıktı.

Önceden : Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce.

Baştan : Başından alarak, bir kez daha, yeniden.

Bayada : Zaten.

Çoktan : Çok zaman önce, çok zamandan beri, öteden beri, uzun süreden beri.

Başta : İlk olarak. Özellikle.

Bayak : Demin, az önce, şimdi: Aradığınız adam bayak burada idi. Taze olmayan bayat: Bu ekmek çok bayak. Eski. Eskiden, önceden (Kırşehir). Biraz önce, demin. Demin, geçen zaman, az evvelki zaman.

 

Şimdi : Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda. Az sonra, yakında. Artık, bundan böyle, bu duruma göre. Az önce, biraz önce, demin.

Zaman : Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı.

Demin : Az önce, demincek, deminden.

Kadar : Ölçüsünde, derecesinde. Miktarda, derecede. Gibi. Denli. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Dek.

Beri : Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı. Bu uzaklıkta bulunan. -den bu yana.

Demi : Yemeni, yazma, başörtüsü, tülbent. Susuz, kıraç tarla. Dizlik, iç donu. Değil mi anlamında.

Zama : Üzengi kayışı. Çarkta bükülürken iki kazık arasında birbirine eklenerek katlanan kıl ipi katlarından her birinin boy ölçüsü. Enişte. Güvey.

Önce : İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı.

Kada : Kardeş. Ağabey. Kız kardeş, abla. Küçük kardeş. Arkadaş. Teyze. Yeni doğmuş hayvan yavrusu. Gönül, naz. Konuşmaya engel olan dilbağı : Dili kadalı olduğundan konuşamıyor. Sıra: Ahmet'in kadasını sen mi savdın. Kadar (bk. gadâ, kada kadar). Kadar. Kadar, bk. kadê, kadâr.

Diğer dillerde Baumol modeli anlamı nedir?

İngilizce'de Baumol modeli ne demek ? : baumol model, baumol approach