Be enough türkçesi Be enough nedir

Be enough ile ilgili cümleler

English: Sometimes a flower should be enough to smile.
Turkish: Bazen gülümsemek için bir çiçek yetmeli.

English: One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.
Turkish: Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.

English: I don't think this will be enough money.
Turkish: Bunun yeterli para olacağını sanmıyorum.

English: Ten million yen will be enough for the project.
Turkish: Proje için on milyon yen yeterli olacaktır.

English: A spark would be enough to burn a forest.
Turkish: Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.

Be enough ingilizcede ne demek, Be enough nerede nasıl kullanılır?

Be : Olmak. -dir. Mal olmak. -dır. Bulunmak. Anlamına gelmek. Alaşımların hazırlanmasında kullanılan hafif bir metalik kimyasal element. Berylliumb (berilyum). -dı. Var olmak.

Enough : Yeteri kadar. Yeter. Yeterince. Yeterli. Elverir. Yeterli miktar. Kifayetli. Çok. Kafi. Bes.

Be a bad judge of : Anlamamak.

Be a bad sailor : Deniz tutmak.

Be a bad whip : Kötü araba kullanmak.

Be a ball of fortune : Şans topu olmak. Bir durumun kurbanı olmak. Değişikliğe maruz kalmak.

Be a bit on : Çakırkeyif olmak.

İngilizce Be enough Türkçe anlamı, Be enough eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Be enough ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Disembarked : Bir ulaştırma aracından inmek. Fiyatı veya değeri düşmek. Karaya çıkarmak. Varmak. Karaya ayak basmak. Karaya çıkmak. (gemiden) karaya çıkmak. Sayısı azalmak. Yukarıdan aşağıya doğru gelmek.

Be damaged : Zarar görmek. Hasar görmek. Hasar almak. Hasara uğramak. Tahrip görmek. Harap olmak. Zedelenmek.

Reaches : Ulaşmak. Uzanıp vermek. İletişim sağlamak. Vermek. Erişmek. Varmak. İsabet ettirmek. Uzatmak. Geçirmek (yumruk).

Afforded : Satın almaya gücü yetmek. Bulabilmek. Gücü yetmek. Zaman ayırabilmek. Zamanı olmak. Parası yetmek. Karşılamak (parasal olarak). Vermek. Maddi gücü yetmek.

Attain : Varmak. Rastgelmek. Ulaşmak. Değmek. Gelmek. Erişmek. Ermek. Şerefine erişmek. Kazanmak.

Do : Ayağını kaydırmak. Dolandırmak (argo terim). Büyük toplantı. Tamamlamak. Temizlemek. Rol üstlenmek. Düzeltmek. Parti. Düzenlemek. Uymak.

Depart : Ayrılmak (uçak vb). Ayrılmak. Uzaklaşmak. Kalkmak. Yolundan sapmak. Hareket etmek. Yola çıkmak. Vefat etmek. Caymak.

Inveigh : Azarlamak. Paylamak. Veryansın etmek. Tenkit etmek.

Lasts : Dayanmak. Sürmek. Devam etmek.

Be suitable : Yakışık almak. Elverişli olmak. Uygun düşmek. Denk gelmek. Uygun gelmek. Yaramak. Uygun olmak. Yakışmak.

Be enough synonyms : administrated, get after, be sufficient, bestrides, chiding, come down upon, administrate, blister, departs, sufficed, bestride, be convenient, go far, boss, disembarks, absent oneself, get along, betake oneself to, administer, affords, sufficing, adhibit, affording, be off, inveighs, jump on, answered, bugger off, disembark, answer, be sold, inveighing, lasted.