Bearding türkçesi Bearding nedir

  • Sakal.
  • Püskül.
  • Meydan okumak.
  • Başak dikeni.
  • Eşcinsel bir erkeğe onun öyle olmadığı izlenimini vermek için eşlik eden kadın.
  • Karşı gelmek.
  • Kılçık.
  • Sakalından tutmak.
  • Homoseksüel bir erkeğin cinsel tercihini saklamak amacıyla topluma romantik bir ilişki yaşıyormuş gibi gösterdiği kız.

Bearding ingilizcede ne demek, Bearding nerede nasıl kullanılır?

Beardie : Sakallı. Sakallı kimse.

Full beard : Sakallı ve bıyıklı.

Grow a beard : Sakal bırakmak.

Spade beard : Köşeli uçları olan uzatılmış sakal. Üst kısmı çember şeklinde ve alt kısmı köşeli olan sakal.

Stubbly beard : Az çıkmış sakal. Kirli sakal.

Beardless : Sakalsız. Köse. Püskülsüz. Toy. Tüysüz.

Bearded man : Sakalı olan adam. Sakallı adam. Sakallı erkek.

Bearded tit : Bıyıklı baştankara. Kuşlar (aves) sınıfının, ötücü kuşlar (passeriformes) takımının, bıyıklı baştankaragiller (timalidae) familyasından, 16 cm kadar uzunlukta, karnı ak, sırtı tarçın rengi olan, avrupa ve asya'da sazlıklarda yaşayan, türkiye'nin batı, güneybatı, orta ve doğu anadolu bölgelerinde yaşayan yerli bir tür.

Bearded needle : Yaylı iğne.

Bearded vulture : Kuzu kartalı. Sakallı akbaba. Kuzu kuşu. Kara kuş. Kartallar (falconiformes) takımının, kartalgiller (falconidae) familyasından, 115 cm kadar uzunlukta, sırtı kara olup çizgili, karnı daha açık renkli, kuyruğu kahverengi ve kama şeklinde, avrupa ve asya'da yüksek dağlarda yaşayan bir tür. Kuzukapan.

 

İngilizce Bearding Türkçe anlamı, Bearding eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bearding ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Challenges : Kafa tutmak (argo terim). İtiraz etmek. Reddetmek (hakim veya jüriyi). Düelloya davet etmek. Davet etmek (düello). Zorluklar. Tartışmak (doğruluğunu). Hiçe saymak. Boy ölçüşmek.

Speed reading : Hızlı okuma tekniği. Hızlı okuma.

Quo warranto : Hükümdar adına çıkarılan ve herhangi bir imtiyaza sahip olduğunu iddia eden şahıstan iddiasının mesnedini soran karar.

Bridling : Yular takmak. Başını hafifçe kaldırarak öfkesini veya beğenmediğini belli etmek. Kızmak. Dizgin. Frenlemek. Ata başlık takmak. Gem vurmak. Zaptetmek. Başkaldırmak.

Perusing : Dikatlice okumak. Okumak. Değerlendirmek. Dikkatle okumak. Tetkik etmek. İncelemek. Hızla okumak.

Awn : Başak kılçığı. Diken. Kılçık (bitkide). Arista. Genellikle buğdaygiller familyası üyelerinde çiçek parçalarının uç kısımlarında görülen ince tüy şeklindeki yapılar. bazı sineklerin antenleri üzerinde bulunan dikenler. kılçık. Toplanır beyaz gauss gürültüsü.

Spines : Diken. Sürgün. Kitap sırtı. İrade. İğne. Omurga. Filiz. Belkemiği.

Thrummed : Saçak takmak. Saçak. İplik döküntüsü. İplik saçağı. Parmaklarıyla trampet çalmak. Patırdatmak. Tıngırdatmak. Acemice çalmak. Saçak yapmak.

Dare : Cesaret etmek. Cüret etmek. Cesaretlendirmek. Yürekli olma. Zorlamak. Hodri meydan demek. Kafa tutmak (argo terim). Meydan okuma. Yeltenmek.

 

Studying : Araştırmak. Gayret etmek. İncelemek. Rol ezberleme. Gözetmek. Çalışma yapmak. Öğrenmek. Saygılı olmak. Çabalamak. Eğitimini görmek.

Bearding synonyms : administrative hearing, competence hearing, poring over, linguistic process, legal proceeding, tag, arguing, perusal, beaver, barb, bridled, browse, contravene, dares, contravenes, challenge, beards, beard, argues, defied, fringe, fishbone, bone, braving, proceedings, barba, skimming, barbing, tassel, thrum, skim, fringes, braves.

Bearding zıt anlamlı kelimeler, Bearding kelime anlamı

Contentment : Rahatlık. Ferahlık. Hoşnutluk. Gönül ferahlığı. İktifa. Razı olma. Gönül rahatlığı. Gönül hoşluğu. Kanaat. Ferah.

Disembarkation : Boşaltma. Boşaltım. Karaya çıkarma. Karaya çıkma. Tahliye. Yerel boşaltma.