Püskül nedir, Püskül ne demek

"Püskül" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Kuyruğunu kocaman bir püskül gibi sallıyordu." - Ö. Seyfettin

Püskül anlamı, kısaca tanımı:

Püskül kuyruklular : Vücutları iki, üç tüysü uzantıyla sonuçlanan, kanatsız, ince, yumuşak, en bilinen türü gümüşçün olan böcekler takımı.

Çobanpüskülü : Çobanpüskülügillerden, bir süs bitkisi (llex aquifolium).

Mısır püskülü : Mısır koçanının ucundan sarkan sarı renkli püskül biçimindeki tepeciği.

Püskülcük : Güneş kursunun bazı tek renkli resimlerinde görülen parlak bulut.

Püsküllü : Püskülü olan, püskül takılmış olan.

Püsküllü bela : Büyük sıkıntı, zarar veren kimse veya şey.

Püskülsüz : Püskülü olmayan.

Ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz : "değerli bir şeyden her zaman istenilen verim alınmaz" anlamında kullanılan bir söz.

Mısır püskülü gibi : Seyrek, ince ve cansız (saç).

Diğer : Başka, özge, öteki, öbür.

Saçak : Görünüşü bu püskülü andıran. Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan korumak için, o bölümden dışarı taşan ve altı boşta olarak yapılmış olan bölüm. Havlu, halı vb.nin kenarı boyunca sarkan püskül. Bir gaz ortama yerleştirilen ve yüksek bir potansiyel verilen ve nesnenin yüzeyinde oluşan ışık olayı. Bazı giyim eşyalarında veya döşemeliklerde kumaş kenarlarına dikilen süslü iplikten püskül.

 

Biçim : Biçme işi. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Tarz. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Herhangi bir şeyin benzeri. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil.

İplik : Fasulye, bakla vb. sebzelerin veya bazı meyvelerin lifi. Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri. Bu liflerin birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumu.

Demet : Bitki veya çiçek destesi. Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu. Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon. Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam. Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu.

Püskül dudak : Ateş kuyruk.

Püskül olmak : Çok içip kendini kaybedecek denli sarhoş olmak.

Püskülkuyruklular : Vücutları iki üç tüysü uzantıyle sonuçlanan, kanatsız, ince, yumuşak böcekler takımı. (Kiler, mutfak, kitaplık gibi nemli ve karanlık yerlerde yaşarlar. Gümüşçün, çok yaygın, çok bilinen türüdür.)

Püskülli : Püsküllü

Püsküllü koryon : Embriyonun dışında yer alan koryon kesesinin çalı benzeri pürüzlü villuslarının yapmış olduğu oluşum, koryon frondozum.

 

Diğer dillerde Püskül anlamı nedir?

İngilizce'de Püskül ne demek? : n. tassel, tuft, fringe, coma, beard, thrum, tag

Fransızca'da Püskül : gland [le], frange [la], houppe [la]

Almanca'da Püskül : n. Franse, Klunker, Quaste, Troddel, Zipfel

Rusça'da Püskül : n. кисть (F), бахрома (F)