Boil water türkçesi Boil water nedir

  • Su kaynatmak.
  • Kabarcıklar ve buhar çıkarana kadar bir suyu kaynatmak.

Boil water ile ilgili cümleler

English: I boil water in a sauce pan.
Turkish: Bir sos tavasında su kaynatıyorum.

English: You boil water to cook eggs.
Turkish: Yumurtaları pişirmek için suyu kaynatırsın.

English: Ali doesn't know how to boil water.
Turkish: Ali su kaynatmayı bilmiyor.

English: You boil water in an oven.
Turkish: Suyu bir fırında kaynatıyorsun.

English: Ali showed Mary how to boil water in a paper cup.
Turkish: Ali Mary'ye kağıt bir bardakta nasıl su kaynatacağını gösterdi.

Boil water ingilizcede ne demek, Boil water nerede nasıl kullanılır?

Boil : Pişmek. Kaynatma. Çıban. Köpürmek. Fokurdatmak. Haşlamak. Fokurdamak. Kaynama çekidi. Pişirmek. Galeyana gelmek.

Water : Ağız sulanmak. Yaşarmak. Islatmak. Su vermek. Harelemek. Göz sulanmak. H2o; yer yüzeyinin en büyük bölümünü oluşturan, kimyaca çok kalımlı, renksiz, kokusuz, tatsız sıvı. Sulamak. Su. Sulanmak.

Boil away : Kaynamak. Yok olmak. Kaynayarak buharlaşıp yok olmak. Kaynayıp gitmek. Kaynayıp buharlaşmak. Kaynama nedeniyle buharlaşmak.

Boil disease : Özel etkeninden doğan ve çoğunlukla ölüme yol açan asalaksal hastalık. Balıkların çıban hastalığı.

Boil down : Kaynatarak azaltmak. Kaynayarak suyunu çekmek. Özüne indirgemek. Kaynatıp özünü çıkarmak. Özetini çıkarmak. Kısaltmak. Kısa kesmek. Özetlemek. Kısmak. Suyunu çekmek.

 

Boil down to : İndirgenmek. Anlamına gelmek. Özü olmak. Olmak. Demek olmak. -den ibaret olmak. Demeye gelmek.