Buckling türkçesi Buckling nedir

  • Titreşim.
  • İsli ringa balığı.
  • Bükülen.
  • Flambaj.
  • Burkulma.
  • Yığılma.
  • Bükülüm.
  • Kabarma.
  • Bir filmin üzerinde fazla sıcak ya da gerilme yüzünden oluşan çıkıntı ve çukurlar.
  • Buruşma.
  • Burulma.
  • Madencilik, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Buckling ile ilgili cümleler

English: Smoked herring is called buckling.
Turkish: Tütsülenmiş ringa balığına isli ringa balığı denir.

Buckling ingilizcede ne demek, Buckling nerede nasıl kullanılır?

Buckling load : Flambaj yükü. Burkulma yükü.

Buckling strenght : Burulma direnci.

Buckling stress : Buruşma gerilimi. Flambaj gerilmesi. Burkulma gerilmesi. Burkulma gerilimi.

Critical buckling load : Kritik flambaj yükü. Kritik burkulma yükü.

Geometric buckling : Geometrik bükülme. Bir sistemin, örneğin bir reaktör kalbinin biçimine ve dış boyutlarına bağlı olan b²g parametresi.

Buckle under : Teslim olmak. Boyun eğmek.

Unbuckling : Tokasını açmak. Kemerini çözmek. Çözmek. Tokasını çözmek.

Buckle to : Canla başla çalışmak. Güç birliği etmek.

Buckle up : İliştirmek. Toka ile tutturmak. Emniyet kemeri bağlamak. Bağlamak.

Buckle down to : Girişmek. Dört elle sarılmak. Ciddiyetle bir işe girişmek. İşe canla başla sarılmak. Dört elle girişmek. Hevesle girişmek.

İngilizce Buckling Türkçe anlamı, Buckling eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Buckling ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Twisting : Bükme. Dalkavukluk. Döndürme. Burma. Torsiyon. Bükücü. Kıvırma. Büküm. Yılankavi.

Twistings : Torsiyon. Bükme. Dolambaçlı. Bükücü. Burma. Yılankavi. Büküm. Dalkavukluk. Döndürme.

Bunching : Bölükleşme. Öbekleşme. Tel çekme imalatında çok telli malzemelerin toplanarak tek tel gibi sarılması. Dermek. Gruplaşma. Kırışmak. Derleniş. Toplanmak. Deste yapmak.

Charring : Temizlikçilik yapmak. Kömürleştirme. Kömür haline getirmek. Kömürleşmek. Karbonlaşmak. Karbonlaştırmak. Gündelikçilik yapmak.

Writhing : Kıvranan. Ağrıdan kıvranma. Kıvranma. Kıvrılma. Kıvrandırma.

Distortion : Merceklerin verdiği resimlerin aslına göre bir parça bozuk olması. Bükülme. Çarpılım. Çarpıtma (yüzünü). Bozunum. Kirlenim. Bilgisayar, fizik, kimya, gitar, uzay, madencilik, sinema, televizyon, tiyatro, veterinerlik alanlarında kullanılır. Bozukluk. Çarpıklık. Yükseltici aygıtlardaki pürüzler yüzünden bir görüntünün, bir sesin ya da bir titreşim biçiminin bozulması.

Ricking : Kuru ot yığını. Bükülme. Burkmak. Triportör. 3 teker. Tınaz. Saman yığını. Fıçılık.

Undulations : Ondülasyon. Dalga devinimi. Dalgalı biçim. Dalgalı oluş. Salınım. Kıvrım. Dalga. Dalgalanma.

Ricks : Bükülme. 3 teker. Saman yığını. Kuru ot yığını. Triportör. Fıçılık. Burkmak. Tınaz.

Ricked : Bükülme. Triportör. Saman yığını. Fıçılık. Kuru ot yığını. Tınaz. 3 teker. Burkmak.

Buckling synonyms : oscillation, torsion, afflux, contorted, approval, inflecting, rick, effervescing, vibrations, judder, flood, wrenching, wrinkling, intorsion, bubbling, backup, lumping, conglomerations, creeping, backwater, contortions, creasing, accumulation, tores, active, agglomeration, being piled up, pulsation, undulation, crumpling, judders, conglomeration, backwaters.

 

Buckling zıt anlamlı kelimeler, Buckling kelime anlamı

Disapproval : Tutumu ölçülen bireyin bir ölçek sınarını olumsuzlaması ya da sınarda dile getirilen görüşe katılmaması. Bir toplumsal kümede yaptırıma bağlanmış davranış ölçülerine aykırı düşen davranışlar karşısında kümece takınılan olumsuz yönde eleştirici ya da suçlayıcı tutum. Kabul etmeme. Uygun görmeme onaylamama. Beğenmeme. Reddetme. Kınama. İtiraz. Doğru bulmama.

Inactive : Bir mikrobik etkenin enfekte etme yeteneğini kaybetmesi veya ölmesi. Nötr. Bilgisayar, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Etkisiz. Çalışmayan. Faal olmayan. Aktif olmayan. Durgun. Etkin olmayan. Tembel.

Buckling ingilizce tanımı, definition of Buckling

Buckling kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Wavy. Curling, as hair.