Cleaner türkçesi Cleaner nedir

Cleaner ile ilgili cümleler

English: I got this vacuum cleaner for nothing.
Turkish: Bu elektrikli süpürgeyi bedava aldım.

English: Our streets look cleaner than they used to.
Turkish: Sokaklarımız eskisinden daha temiz görünüyor.

English: Look. My house is cleaner than yours.
Turkish: Bak. Benim evim seninkinden daha temiz.

English: Jale's bedroom is cleaner than mine.
Turkish: Jale'nin yatak odası benimkinden daha temiz.

English: Look, my house is cleaner than yours.
Turkish: Bak, benim evim seninkinden daha temizdir.

Cleaner ingilizcede ne demek, Cleaner nerede nasıl kullanılır?

Air cleaner hose : Hava süzgeci hortumu. Hava filtresi hortumu.

Air cleaner housing : Filtre yuvası. Hava süzgeci kutusu. Hava temizleyicisi yuvası. Hava filtresi muhafazası. Hava süzgecini barındıran kutu.

Beet cleaner loader machine : Pancar temizleme yükleme makinesi.

Air cleaner : Hava temizleyicisi. Tenek süzgeci. Hava süzgeci. Tenek filtresi. Hava filtresi. Havalı temizleyici. Hava içerisindeki kirleri, tozları ayırmakta kullanılan araç. Hava temizleyici.

Alkaline cleaner : Alkali temizleyici. Alkalik temizleyici.

 

Compressed air cleaner : Basınçlı hava temizleyicisi. Basınçlı hava filtresi.

Diphase emulsion cleaner : İki fazlı subye temizleyici. İkievreli sütsü temizleyici.

Electric cleaner : Çıngı süpürgesi. Elektrik süpürgesi.

Cold alkaline cleaner : Soğuk alkalili temizleyici.

Electrolytic cleaner : Elektrolitik temizleyici. Elektrikli temizleyici.

İngilizce Cleaner Türkçe anlamı, Cleaner eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Cleaner ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sanitiser : Mikrop ve bakterileri öldürmesi için tasarlanmış madde veya hazırlanmış ilaç (ayrıca sanitizer). Sanitizer. Dezenfektan. Halk sağlığını koruyucu. Sanitize edici.

Domestic : Kabukla meyvelerde kabuğun sardığı bölüm. Yurt içi. Evcil. İnsanın manevi varlığını oluşturan irade. Ehli. Oyuk olan veya oyuk sayılabilen şeylerin boşluğu. Eve ait. Aile ile ilgili. Ev.

Access mechanism : Erişim düzeneği. Erişim mekanizması.

Aperitive : Aparetif. Yumuşatıcı (tıp veya medikal terimi).

Cleaning lady : Temizlikçi veya gündelikçi kadın. Temizlikçi bayan. Otel -temizlikçi. Temizlikçi kadın.

Dogsbodies : Getir götür işlerine bakan çocuk. Ayak işi yapan. Köle gibi çalıştırılan kimse. Angarya işi yapan. Ayakçı. Getir götürcü.

Expurgator : Arıtma sistemi. Ayıklayan. Sakıncalı malzemeleri kaldıran kimse (özellikle kitaplardan). Terbiye eden. Arıtıcı. Arıtan. Sansürleyen.

Messenger : Antik tiyatroda yer birliğini bozmamak için, sahne dışında geçen ve baş olgunun akış yönünden önemli (savaş sonucu, ölüm v.b.) olayları oyunun sonuna yakın bir yerde gelip anlatan kişi. haberci. Haberci. Ulak. Kurye. Resul. Kılavuz kablo. Antik tiyatroda, yer birliğini bozmamak için, sahne dışındaki önemli bir olayı anlatan kişi. Elçi.

 

Accent bar : Vurgu çubuğu.

Cleaner synonyms : street cleaner, bathroom cleaner, dry cleaner, manual laborer, garbage collector, eraser, abnormal end, dentifrice, detergents, rubber, doorman, detersive, access control entry, chimneysweeper, garbage man, soap, cleaning woman, char, sanitisers, india rubber, access key, elastic, chimneysweep, absolute device, scourer, cleansers, labourer, abort sequence, cleansing, access control, acception, refuse collector, jack.

Cleaner ingilizce tanımı, definition of Cleaner

Cleaner kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : One who, or that which, cleans.