Colourist türkçesi Colourist nedir

Colourist ingilizcede ne demek, Colourist nerede nasıl kullanılır?

Watercolourist : Suluboya ressamı.

Watercolourists : Suluboya ressamı.

Colourise : Bir şeye renk katmak. Renklendirmek. Siyah beyaz filmi renkli yapmak. Siyah-beyaz bir film ya da fotoğrafı renklendirmek.

Colourised : Renklendirmek. Siyah-beyaz bir film ya da fotoğrafı renklendirmek. Siyah beyaz filmi renkli yapmak. Bir şeye renk katmak.

Colourising : Siyah-beyaz bir film ya da fotoğrafı renklendirmek. Bir şeye renk katmak. Siyah beyaz filmi renkli yapmak. Renklendirmek.

Decolourisation : Rengini atma. Renk giderme süreci (ayrıca decolourization). Renksizleşme. Rengini bozma. Sönükleştirme.

Colouring problem : Renklendirme problemi.

Decolourise : Soldurmak. Rengini bozma (ayrıca decolourize). Rengini gidermek. Renksizleştirmek. Rengini değiştirme. Rensizleştirmek. Rengini açmak. Ağartmak.

Colourimetry : Renkölçüm.

Colouring : Yanıltıcı görünüş. Tiyatro konuşmasında tekdüzelikten kaçmak için seste tını, hız ve vurgu değişikliği yaparak konuşmaya canlılık getirme. Gıda boyası. Yüz rengi. Renklendiren. Boyama. Renk. Görünüş. Ten rengi. Boya.

İngilizce Colourist Türkçe anlamı, Colourist eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Colourist ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dyer : Nevada eyaletinde şehir. Tennessee eyaletinde yerleşim yeri. İndiana eyaletinde yerleşim yeri.

Motley : Renk renk. Yüz çeşit. Her tür. Birbirinden çok farklı kişilerden (takım). Çeşit çeşit. Alaca. Karışık. Karmakarışık. Rengarenk giysi. Alacalı.

Tinge : Belirtmek. Belirti. Hafifçe boyamak. Hafif renk vermek. Tadı bir yemekte azıcık bulunmak. Göstermek. İz. Renk vermek. Katmak. Renklendirmek.

Dipper : Maşrapa. Biyoloji, madencilik alanlarında kullanılır. Su karatavuğu. Dalar kepçe. Büyükayı. Vaftize karşı çıkan kimse. Anabatist. Vaftiz karşıtı hıristiyan. Kuşlar (aves) sınıfının, ötücü kuşlar (passeriformes) takımının, su karatavuğugiller (cinclidae) familyasından, 18 cm kadar uzunlukta, sırtı kül rengi, karnı pas kırmızısı, kuzey afrika, avrupa ve kuzey asya'da hızlı akan ırmak kenarlarında yaşayan, türkiye'de orta anadolu'da kışlayan, diğer bölgelerde devamlı görülen, küçük yengeçler, su böcekleri ve küçük balıklarla beslenen bir tür. dere kuşu.

Brown : Karartmak. Kahverengileşmek. Esmerleştirmek. Usanmak. Kahverengi. Kararmak. Esmerleşmek. Kızarmak. Kızartmak. Karamak.

Silver : Gümüşlemek. Mineral. (ag; metal, parlak ak, çok kara sarımsı, kahverengi, oksitleşme kabuğu gösterir; yoğunluk 9.6-12; kubusal.). Gümüş çatal bıçak takımı. Gümüş para. Gümüş rengine boyamak. Gümüş rengi. Ağarmak. Gümüş renge dönüştürmek. Madencilik, jeoloji alanlarında kullanılır. Gümüş sofra takımı.

Streak : Çizgilemek. Renkli çizgiler yapmak (bir yüzeyde). Düzensiz çizgi. Meç (saç). Kısa süre. Yıldırım gibi koşmak. Çizgi çizgi boyamak. Damar (ağaç vb.). Şimşek. Yol.

 

Redden : Kızıllaşmak. Kırmızılaşmak. Kızartmak. Kızarmak. Kırmızılaştırmak.

Bootblack : Ayakkabı boyacısı. Lostracı.

Pigment : Renk maddeciği. Eklendiği nesneye rengini verme özelliği olan, çözünmez, doğal ya da yapay özdek. Boya maddesi. Deri, organ ve ve oluşumlara normal rengini veren veya onlarda renk değişimine neden olan madde, pigment. Biyoloji, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Dokularda erimiş, granüller veya kristaller halinde değişik kimyasal yapıdaki normal veya normal dışı, iç veya dış kaynaklı renkli ve renk verici maddeler. renk veya boya maddesi. Pigmentlemek. Renk vermek. Boyak. Renkveren.

Colourist synonyms : polychromise, color in, handcolor, colourize, food color, purpurate, handcolour, blackwash, food colour, pinkify, colorise, aurify, polychromize, food product, food colouring, parti color, colorize, colour in, foodstuff, color, embrown, colorists, colour, blotch, colourer, colorers, empurple, tinct, incarnadine, colorific, bootblacks, food coloring, painter.

Colourist zıt anlamlı kelimeler, Colourist kelime anlamı

Discolor : Bozmak. Rengini bozmak. Solma. Rengi değişmek. Solmak. Lekelemek. Rengini değiştirmek. Leke. Soldurmak.

Uncolored : Boyasız. Tarafsız. Renksiz. Boyanmamış.

Achromatic color : Şeffaf.

Colourist antonyms : chromatic color, colorlessness, colored.