Consequent valley türkçesi Consequent valley nedir

  • Uyumlu koyak.
  • Suları, ilkel eğim yönünde akan koyak.
  • Jeoloji alanında kullanılır.
  • Yeni oluşmuş karada oluşan vadi.

Consequent valley ingilizcede ne demek, Consequent valley nerede nasıl kullanılır?

Consequent : Sonucu olan. Sonuç. Tutarlı. Konsekan. Bağlı. Uyumlu. Netice. İstintaç. İzleyen. Birbirini izleyen.

Valley : Coğrafya, jeoloji alanlarında kullanılır. İçinde akarsu yataklarının bulunduğu, üç yanından kapalı, ancak ağız yanı açık, tabanı, yamaçlarıyla yerine ve eskiliğine göre türlü biçimleri olan dar, uzun yüzey. Karalarda, akarsu aşındırmasıyle biçimini almış, bir yöne doğru eğimli uzunluğuna çukurluk. Dere. Çatı oluğu. Vadi. Koyak. Köşe dikmesi. Çukur. Kadınlarda iki göğsün ortası.

Consequent river : Uyumlu akarsu. Konsekan akarsu. Eğimli bir yüzeyde, katmanların dalış yönüne uygun olarak akan su.

Consequent stream : Uyumlu akarsu.

Consequential : Azametli. Mantıki. Sonucu olan. İzleyen. Kibirli. Önemli. Bağlı olan.

Consequentially : Sonuç olarak. Mantıksal olarak. Önemli olarak. Birbirini izleyerek. Sonradan.

İngilizce Consequent valley Türkçe anlamı, Consequent valley eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Consequent valley ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Abysal environment : 2000 m.nin altındaki derin deniz dibi ortamı. Derin ova.

Acid fumarole : Asit tüten. Asit fümarol. Ekşit (asit) tüten. 200°-800° c. sıcaklıkta, hcı, so2 nh2 cl, h2o bileşimli gazlar çıkaran fumaroller.

Advance of aglacier : Buzulun önden uzanması. Buzul ilerlemesi.

Absolute chronology : Yerbilim oluşlarının yıllarla bekletilmesi. Salt çağbilimi. Mutlak kronoloji.

Abrasive power : Akarsuyun ve akarsuyla taşınan katı maddelerin, devimsel enerjileri arasındaki orantı.(akarsuyun devimsel m . v2 enerjisi = m . v2; taşınan maddelerin devimsel enerjisi = -»- dir. m = suyun kütlesi, v = akarsuyun hızı, m = maddelerin kütlesi, v = taşınan maddelerin hızı.). Akarsuyun aşındırma gücü. Aşındırıcı kuvvet. Aşındırıcı güç.

Alkali rocks : Alkali kayaç. Alkali kayaçlar. Öteki bileşenlere oranla, alkalilerin çokluğu gibi ayırt edici bir özellik gösteren ve genel olarak sodyumlu piroksen, sodyumlu amfibol ya da feldspatsıları kapsayan magmatik kayaçlar.

Adventive cone : Ek koni. Parazitik koni. İlerleme hunisi. Bir yanardağın yamacında ve eteğinde, çoğunlukla bir yarık üstünde bulunan lav ya da tüf konisi. İlerleme konisi.

Aggregats : Başlangıçta birbirinden ayrı minerallerin, herhangi bir nedenle bir araya gelerek birlikte büyüyüşler gösteren bir topluluk durumuna gelmeleri. Topluluk.

Acrozone : Menzil zonu. Belirli bir taşıl türünün, cinsinin ya da başka bir bölümleme biçiminin, bütün ucunu kapsayan ya da onu belirten katmanlı kayaçlar. Uç kuşağı.

Abyss : Uçurum. Varta. Derinlik. Hufre. Olağanüstü derinlikte bir yerkabuğu yarığı. Dipsiz gibi görünen yer. Abis. Dibi olmayan çukur. Boşluk.

Consequent valley synonyms : alcalic fumarole, algonkian, agricultural geology, adjacent rock, after shock, absolute age.