Contexture türkçesi Contexture nedir

Contexture ingilizcede ne demek, Contexture nerede nasıl kullanılır?

Contextual : Bağlamsal. Sözün gelişine göre. İçeriksel.

Contextual definition : Bağlamsal tanım.

Contextual help : Kavramsal yardım. Bağlamsal yardım.

Contextual mea ning : Bir kelimenin söz içindeki diğer ögelerle birlikte ve bu ögelerin yardımıyla bir kavramı karşılamak üzere meydana getirdiği anlam. örnek olarak sırt kelimesini ele alalım: bu kelimenin birbirinden farklı beş, altı anlamı vardır. fakat kelimenin anlam kapsamı ancak söz içinde kendisine yardımcı olan öteki ögelerin yardımıyla belirlenebilmektedir. eğer kelime sırtım ağrıyor cümlesinde geçiyorsa sırt kelimesi kapsam bakımından "insanlarda vücudun boyundan bele kadar uzanan kısmı" anlamıyla; yok, boğaz sırtlarında güzel bir evi vardı cümlesinde yer alıyor ise "boğazdaki tepelerin üst bölümü" anlamıyla; yazıyı kitabın sırtına yazsınlar cümlesinde ise "ciltlenmiş kitapta dikişin bulunduğu bölüm" anlamıyla kullanılmıştır. kelimenin kapsamı da her söz içinde ifade ettiği anlam veya anlamlarla sınırlanır. Kapsam.

Contextual meaning : Bağlamsal anlam. Kapsam.

Contextually : İçerik açısından. Sözün gelişine göre. Bağlamsal olarak.

 

Decontextualise : Bağlamından bağımsız incelemek. Bir şeyi bağlamından ayrışmış olarak kabul etmek (ayrıca decontextualize). Bir şey tek başına düşünmek (bağlamı içinde değil). Bağlamından ayrı biçimde değerlendirmek.

Decontextualize : Bir şey tek başına düşünmek (bağlamı içinde değil). Bir şeyi bağlamından ayrışmış olarak kabul etmek (ayrıca decontextualise). Bağlamından bağımsız incelemek. Bağlamından ayrı biçimde değerlendirmek.

Context record : Bağlam kaydı. İçerik kaydı.

Contextuality : Bağlamsallık. Bağlamlılık.

İngilizce Contexture Türkçe anlamı, Contexture eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Contexture ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Hypothecate : Terkin etmek. İpotek. Haciz etmek. Rehin etmek. Rehin olarak vermek. Rehine koymak. İpotek etmek. Rehin vermek.

Artifact : İnsan eliyle yapılmış şey. İnsan yapımı. Tarih öncesi insanlarının yaptığı araç. Yapay doku. İnsan eliyle yapılan şey. İlk insanların yaptığı sanat eseri. Elişi. Özellikle ilk insanların meydana getirdiği sanat eseri.

Stuff : Tıkamak. Tıkmak. Saçma. Tıka basa doldurmak. Öz. Kağıt hamuru. Saçmalık. Tıka basa yemek. Kaçak içki.

Formulate : Formülleştirmek. Açık ve kesin bir biçimde belirtmek.

Looms : Belirmek. Karaltı gibi görünmek. Belli belirsiz görünmek. Dokuma tezgahı. Tezgah. Kürek bedeni. Görünmek. Uzakta belirmek.

Organizations : Teşkilat. Örgüt. Organizma. Organizasyon. Örgütlenme.

Speculation : Salt düşünceyle türetilmiş, olana aykırı ve geçerlenmeye kapalı bilgiler dizgesi. Duyum. Kurgu. Dayanaksız görüş. Spekülasyon yapma. Kuram. Kuramsal düşünme. Kişisel öngörülere dayanarak fiyatında yükselme beklenen iktisadi varlığı satın alarak veya fiyatında düşme bekleneni satarak aradaki fiyat farklılıklarından kar elde etme etkinliği. Yorum. Ortaklıktaki darlıktan yararlanarak aşırı kazanç sağlama amacıyla kurulan düzen. eder yükseldiği zaman fazla ederle satma ve olağanüstü kazanç sağlama amacıyla mal satın alma, depo etme.

 

Contrivance : Buluş. İcat. Kurma. Cihaz. Hüner. İcat yapmak. Tertibat. Entrika. Aygıt.

Chemistries : Doğal etkileme. Kemistri. Simi. Kimya. Kimyası. Kimya bilimi. Madde yapısı.

Physique : Vücut yapısı. Fizik. Vücut. Fizik (vücut). Fizik yapısı.

Contexture synonyms : array, blooding, dickie, hosiery, combination, architecture, theorise, physiques, contrivances, hosiers, theory, drapet, arraying, chemistry, structure, composition, being, bdg, dispensations, fabrics, cosmoses, beings, building, coordinations, loomed, anticipate, build, hosier, draperies, texture, material, bldg, architectures.

Contexture ingilizce tanımı, definition of Contexture

Contexture kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The arrangement and union of the constituent parts of a thing. Texture. System. A weaving together of parts. Structural character of a thing. Constitution.